Category: Uncategorized
ATATÜRK OKULU 2021 EĞİTİM YILI DERSLERİ BAŞLIYOR !!!
Granville Kayıtları ve Derslerimizin başlama günü 30 Ocak 2021 Cumartesi 12pm.
Kayıt formları web sitemizde
2020 ATATÜRK RUN – ATATÜRK KOŞUSU
2020 ATATÜRK RUN – ATATÜRK KOŞUSU
Atatürk running competition for 2020 is going to be implemented by runners individually participating in their own time at their own choice of running course/route; due to COVID-19 Global Pandemic social distancing health and safety rules.
- Atatürk Run is open to participants from all around the word.
- There will be four (4) adults categories for each gender.
- 2km
- 5km
- 10km
- 21km (Half Marathon)
- Runners MUST use a digital GPS and health tracker to record their running statistics that indicates the distance and time of their 10km run.
- The digital records are required to be sent to ataturk-run@ataturk.org.au email address before Monday the 25th of May 2020 AEST 08:00 Sydney time.
- A sample digital record as proof of the run provided as a guidance.
Application form for participants are on our webpage;
19 Mayıs 2020 Gençlik ve Spor Bayramı – Sanal Kutlama Programı
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı Sanal Kutlama Programı İnternet üzerinden Facebook Canlı Yayını ile halkımıza sunulacaktır.
Program 19 Mayıs 2020 Salı günü Sydney saati ile 7:00PM akşam üzeri (Türkiye saati ile 12:00 öğle vakti) başlayacaktır.
19 MAY 2019 COMMEMORATION OF ATATURK, YOUTH & SPORTS DAY FESTIVAL PROGRAM
10:30AM– Auburn Memorial Park – Cumberland RSL Turkish Chapter Official Ceremony
11:30AM– Atatürk March – Turkish community organisation representatives (students, youth, sportspersons and members) along with public starts marching with the Australian and Turkish flags followed by Yagoona Brass Band from on front of Auburn Turkish House at Gallipoli Street. Ataturk March will lead to the main festival venue at Auburn Athletics Track on Percy Street.
12:00PM– Atatürk March will arrive and circle at the Auburn Athletics Track on Percy Street with the participation of public. Turkish Language School students will take their place at the main showcase area.
12:30PM– Official opening by MCs Berkan Su & Derya Yoğurtcu. One-minute silence, national anthems, Turkish Students Oath
12:45PM– Republic of Turkiye Sydney Consul General Mr Melih Karalar opening speech
12:50PM– Speeches by dignitaries
1:00PM– Atatürk’s Speech to Youth – re-enactment performance by Tiyatro Köprü Mr Alpay Bahçeci
1:05PM– Youth’s Response to Atatürk – Recited by Tiyatro Köprü Mr Teoman Ayhan Özbakır
1:10PM– Atatürk School Anthem
1:15PM– Poems, Song performances by Turkish Language Schools
1:30PM– Sydney Future Olympics Gymnastics Academy (SFOG) – Atatürk School performances
1:45PM– Double İmpact Taekwando Martial Arts performances
2:00PM– Austolian Dance Academy Turkish Folk Dancing performances
2:15PM– Atatürk Running Competition
3:00PM – Atatürk Run Awards presentation and Closure.
AKM Belleten – 18 Mart * 1915 Çanakkale Deniz Zaferi
Çanakkale Savaşları iki safhadan oluşur:
A- 19 Şubat-18 Mart tarihleri arasında vuku bulan deniz savaşları
B- 25 Nisan 1915-9 Ocak 1916 tarihleri arasında yaşanan kara savaşları
Müttefikler, Çanakkale’yi geçmek için hazırladıkları planı 19 Şubat 1915’te uygulamaya başladılar. Saldırının başlama tarihi olan 19 Şubat öylesine seçilmiş bir tarih değildi. Bu tarih daha önce yaşanmış olan tarihî bir olayın yıldönümü idi. 1807 yılında Osmanlı Devleti Rusya ile savaşıyordu ve İngiltere Rusya ile müttefikti. Bu sebeple Rusya’ya yardım etmek üzere donanma gönderilmişti. Amiral Duckwort komutasındaki İngiliz donanması Çanakkale önüne gelerek 19 Şubat’ta Boğazı savunan Türk muhafızlarının gafletinden faydalanıp Boğazı geçmiş ve İstanbul önüne gelmişti. Yaklaşık bir ay Adalar civarında demirleyerek İstanbul’u tehdit etmiş ancak Osmanlı Devletinin aldığı tedbirler sayesinde bir şey yapamayacağını anlayan donanma çareyi kaçmakta bulmuş, bu sefer hazır bekleyen Boğaz muhafızlarının mukabelesiyle karşılaştığından bir miktar zayiatla kendini Çanakkale Boğazı dışına atabilmişti.
Çanakkale Savaşlarında tarihi olayları ve sembolleri kullanmaya özen gösteren müttefikler işte Amiral Duckwort’un Boğazı geçtiği gün saldırıyı başlatmışlardı. Yine tarihe bir gönderme olarak ilk mermiyi Agamemnon zırhlısına attırmışlardı. Bilindiği üzere Agamemnon Homeros’un İlyada destanında Truva’ya saldıran ve hile ile Truva’yı ele geçiren Yunan kralıdır. Müttefiklerde savaş boyunca, kendilerini İlyada destanının Truva’yı zapta gelen kadim Yunan ordusu ve tabii ki Türkleri de Truvalı olarak görme fantezileri görülmüştür. Hatta bu durum Türk tarafını da etkilemişti. Yeni Mecmua‘da yayımlanan bir makalede bu münasebetle şöyle bir cümle vardır: “Truva bir hayaldi, Çanakkale gerçek!”Bu durum daha sonra da sürmüştü; 31 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi aynı Agamemnon zırhlısında imzalanmıştı.
Amiral Carden komutasındaki 100’e yakın büyük küçük gemiden oluşan müttefik donanması 19 Şubat’ta harekete geçti. Esasında müttefikler Boğazı kolayca geçeceklerini ümit ediyorlardı. Churchill’e göre İngiliz donanması Boğaz’da görününce Türkler topları bırakıp kaçacaktı. Hatta o kadar emindiler ki İngiliz Cook Seyahat Şirketi İstanbul’a tur bile organize etmişti.
12 zırhlı savaş gemisi tarafından Çanakkale Boğazı’nın Anadolu ve Rumeli yakalarındaki giriş istihkâmları bombardıman edildi. 25 Şubat’a kadar havaların kötü gitmesi sebebiyle saldırıya ara verildi. O gün yeniden giriş istihkâmları topa tutuldu ve Seddülbahir ve Kumkale’deki tabyalarımız susturuldu.
25 Şubat-18 Mart tarihleri arasında mayın tarama ve Boğaz’ın orta bölümündeki seyyar ve sabit bataryaların susturulması için mücadele ettiler. Bu dönemde 4 Mart’ta Seddülbahir ve Kumkale’ye birkaç yüz asker çıkarılarak buradaki topların tamamen tahrip edilmesi amaçlandı. Ancak karada bekleyen Türk askerinin şiddetli mukabelesi üzerine zayiat vererek gemilere alındılar. Özellikle Seddülbahir’e çıkan düşman askerlerini karşılayan müfrezenin içinde bulunan Bigalı Mehmet Çavuş’un kahramanca hareketi, daha savaşın en başında Türk askerinin cesaret ve kahramanlığını göstermesi açısından büyük akis uyandırmıştır.
15 Mart’ta Amiral Carden rahatsızlığını beyan ederek görevden affını istedi ve 16 Mart’ta Amiral De Robeck komutanlığa getirildi. İngiliz hükümetinin bir an önce sonuca gidilmesi yönünde baskıları üzerine 18 Mart’ta son ve kat’i hücuma karar verildi.
Türk tarafında ise bu tarihe kadar cesaret ve inatla fevkalade bir mukavemet yapılmaktaydı. Silah gücü bakımından kıyas kabul edilmeyecek derecede zayıf olunduğu bilinmesine rağmen bütün imkânlar seferber edilerek karşı konulmaktaydı.
Buna rağmen müttefik donanmanın Çanakkale’yi geçmesi ihtimali de göz ardı edilmiyordu. İstanbul’da bunun için bazı hazırlıklar yapılmıştı. Marmara sahillerine toplar yerleştirildi ve tahkimat yapıldı. İstanbul sonuna kadar savunulacaktı. Ancak padişahın ve saray halkının Çanakkale geçildiği takdirde Konya’ya nakledilmesi, hükümetin de Eskişehir veya Bursa’ya nakli planlandı. Bunun için Haydarpaşa’da iki tren bile hazırlandı. Bu sırada Beylerbeyi Sarayı’nda tutulan II. Abdülhamid, Bursa’ya nakli için padişah V. Mehmed Reşad’ın bu konudaki iradesini tebliğe gelen Dahiliye Nazırı Talat ve yanındaki heyete red cevabı vermiş ve “Biraderim hazretlerine söyleyiniz ecdadımız Fatih Sultan Mehmed İstanbul’u alırken Bizans imparatoru surlarda savaşarak can verdi. Ben ondan daha az haysiyetli değilim. Hiçbir yere gitmiyorum, ecdadımızın şerefi namına istirham ederim kendisi de gitmesin” demiştir.
18 Mart günü düşman, içinde Queen Elizabeth gibi en son model gemilerin de bulunduğu 18 zırhlıdaki büyük çapta 316 topuyla, bizim kıymet ve kudretçe daha zayıf özelliklere sahip büyük çaplı sadece 73 topumuza karşı saldırıya geçti. Bu bir çeşit yüzer kalelerle sabit kalelerin savaşı olacaktı. Askeri otoriteler yüzer kalelere şans vermekteydi.
Saat 11’de başlayan savaş, akşam 18’e kadar devam etti ve düşmanın üç zırhlısının batması, üçünün havuza alınacak derecede hasar görmesiyle kuvvetinin üçte birini kaybetmiş bir halde geri çekilmesiyle sonuçlandı.
Bu savaşta gemilerin amansız ateşleri altında büyük bir cesaret ve fedakârlıkla savaşan Türk topçusunun hizmeti her türlü takdirin üstündedir. Vazifesini kutsal bilen Türk askerinin savaşa nasıl bir imanla motive olduğunu Seyit Onbaşı’nın şahsında görürüz. Seyit Onbaşı o gün vinci bozulan topa 215 kiloluk mermiyi mucizevi bir şekilde sırtlayıp götürmüştür.
7/8 Mart’ta Nusret tarafından dökülüp düşmanın fark edemediği ve 18 Mart’ta düşmanın iki zırhlısını batıran mayınlar da savaşın sonucuna büyük ölçüde tesir etmişti.
Savaşın sonunda bizim toplam 3 subay, 22 er şehidimize ve 2 subay, 59 er yaralımıza, kullanılamayacak derecede hasar görmüş birkaç topumuza karşılık, düşmanın 3 zırhlısı, büyük küçük 70-80 topu ve bu zırhlılardan sadece Fransız Bouvet zırhlısının 600’ün üstünde mürettebatı zayi edilmişti. Düşmanın 5 zırhlısı esaslı derecede ağır maddi zarar ve insan kaybıyla saf dışı kalmış, diğer gemilerinin tamamı da az çok zarar görmüş, bir hayli torpido, muhrip batırılmış veya yaralanmıştı.
18 Mart’ta Osmanlı ordusu çok önemli bir zafer kazanmıştı. Bu zaferin önemi düşman donanmasının hezimete uğratılarak püskürtülmesinin yanı sıra uzun süredir savaşlarda alınan yenilgilerden sonra gelen bu zaferin ordu ve milletin maneviyatını ve moralini yükseltip kendine olan özgüvenini yeniden kazanmasını sağlamış olmasıdır. Bu moral ve özgüven daha sonra yapılacak olan kara savaşlarının kazanılmasında şüphesiz çok etkili olmuştur.
Muzaffer Albayrak
Tarihçi – Yazar
Kaynak: http://canakkale.tubitak.gov.tr/?q=content/19-şubat-1915-18-mart-1915-çanakkale-deniz-savaşları