Tag: Refik Saydam

 

AKM Belleten – Cumhuriyet Tarihinde Bugün 27 Haziran * MERKEZ HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkez Başkanlığı

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, Ülkemizde Halk Sağlığının korunmasına yönelik üretim, kontrol ve tanı ile ilgili temel laboratuvar hizmetlerini yürütmek üzere kurulmuş Ulusal Referans Laboratuvarıdır.

Refik Saydam Hıfzıssıhha Müessesesi 27 Mayıs 1928 gün ve 1267 sayılı yasa tasarısıyla Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na bağlı olarak kurulmuştur. Daha sonra bu kanun gelişen ihtiyaçlar karşısında değiştirilerek 4 Ocak 1941’de 3959 sayılı yasa ile görev, yetki ve sorumlulukları yeniden belirlenmiştir.

En son olarak Müessesenin ismi 14 Aralık 1983 gün ve 18251 sayılı Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlanan 181 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile “Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı” olarak değiştirilmiş ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı kuruluş haline getirilmiştir. Kanun Hükmünde Kararname ile yeniden teşkilatlandırılmıştır.
Kuruluş yıllarında; Bakteriyoloji, Kimyevi Tahlilat, Farmakodinami ve Immünbiyoloji olmak üzere 4 şubeden oluşmuştu. Ayrıca meteoroloji istasyonu, özel konferans salonu ve bir de kütüphane bulunmaktaydı.

Ortaya çıkan yeni sağlık sorunlarına cevap verebilmek amacıyla aşağıda belirtilen sıra çerçevesinde görev alanı da genişletilmiştir.

  • 1931 yılında, ağız yoluyla uygulanan BCG Aşısı üretimine başlanıldı.
  • 1932 yılında, serum üretiminin ülke ihtiyacını karşılayacak düzeye gelmesi sonucu, dışarıdan serum ithali durduruldu.
  • 1933 yılında, Simple Metodu ile kuduz aşısı üretimi ele alındı.
  • 1934 yılında, İstanbul Aşıhanesi, Enstitü bünyesine nakledildi ve çiçek aşısı üretimi ülke ihtiyacını karşılayacak düzeye getirildi.
  • 1935 yılında, Farmakoloji Şubesi kurularak yerli ve yabancı ilaçlar ile diğer hayati maddelerin kontrolüne geçildi.
  • 1936 yılında, Hıfzıssıhha Okulu açıldı.
  • 1937 yılında, kuduz serumu üretilmeye başlandı.
  • 1942 yılında, tifus aşısı ve akrep serumu üretimine başlandı.
  • 1947 yılında, Biyolojik Kontrol Laboratuvarı kuruldu. Enstitü bünyesinde bir aşı istasyonu açıldı. Bu yıldan itibaren deri içi (intradermal) BCG aşısı üretimine geçildi.
  • 1948 yılında, ülkemizde ilk olarak boğmaca aşısı üretimine başlandı. Aynı yıl içinde, Viroloji ve Virüs Aşıları Şubesi kurularak ilk defa influenza virüsü, New-Castle virüsü ve tavuk vebası üzerine araştırmalar ele alındı.
  • 1950 yılında, İnfluenza Laboratuvarı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından Uluslararası Bölgesel İnfluenza Merkezi olarak tanındı ve İnfluenza aşısı üretimine başlandı.
  • 1951 yılında, ilk kez antibiyotiklerin ve bazı vitaminlerin kalite kontrolüne başlandı.
  • 1954 yılında, İlaç Kontrol Şubesi kuruldu.
  • 1956 yılında, tetanoz aşısı daha modern metodlarla üretilmeye başlandı.
  • 1958 yılında, ilk kez frenginin modern yöntemlerle teşhisi ele alındı.
  • 1965 yılında, ilk kez kuru çiçek aşısı üretimine ve sistematik serum konsantrasyon ve purifikasyonuna başlandı.
  • 1966 yılında, Kolera Referans Laboratuvarı kuruldu.
  • 1968 yılında, Hematoloji Laboratuvarı, Anti-test Serum Üretimi Laboratuvarı açıldı.
  • 1969 yılında, Farmakoloji ve Toksikoloji Şubesi ayrı birimler olarak genişletildi ve Pirojen Testi ve Analitik Toksikoloji Laboratuvarları hizmete girdi.
  • 1970 yılında, fibrinojen, albumin ve gamma globulin üretimine başlandı.
  • 1973 yılında Pestisit Laboratuvarı açılarak insektisit, rodentisit ve mollusitlerin ruhsat ve piyasa kontrolleri ile etkenlik ve kalıntı kontrolleri yapılmaya başlandı.
  • 1974 yılında, Mikoloji Laboratuvarı açıldı.
  • 1976 yılında, kuru BCG aşısının deneysel üretimine başlandı.
  • 1979 yılında, Toksoplazma-Listeria ve ASO, Latex Laboratuvarları faaliyete geçti.
  • 1982 yılında, 26.08.1982 tarih ve 1214 sayılı yazı ile Hıfzıssıhha Okulu Başkanlığımıza bağlandı.
  • 1983 yılında, kuru BCG aşısı üretimine başlandı.
  • 1984 yılında, Zehir Danışma Merkezi açıldı.
  • 1987 yılında, AIDS Araştırma ve Doğrulama Merkezi açıldı.
  • 1987 yılında, İlaç Kontrol Laboratuvarları modernize edilerek teknolojinin en son ürünü olan cihazlar hizmete sokuldu.
  • 1987 yılında, Enstrümental Analiz Laboratuvarı açıldı.
  • 1987 yılında, personelin sosyal imkanlarını arttırıcı lojman alımı yapıldı. Çocuk kulübü açıldı.
  • 1988 yılında, Zehir Danışma Merkezi 24 saat hizmet verir hale getirildi.
  • 1990 yılında, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkez Başkanlığı’nın reorganizasyonu projesi başlatıldı.
  • 1991 yılında, Hıfzıssıhha Okulunun yeniden hizmete açılması çalışmaları tamamlandı.
  • 1991 yılında, kurum tarafından gerçekleştirilmek üzere “Üretilen aşı ve serumların kalitesinin arttırılması ve üretilemeyen aşılarla birlikte ihraç potansiyelinde üretimi projesi” hazırlanıp, ilk defa Devlet Planlama Teşkilatı yatırım programına girmiştir.
  • 1992 yılında, kan ürünlerinin viral inaktivasyonu başlatıldı.
  • 1994 yılında, kan ürünlerinin viral yönden potens kontrolleri başlatıldı.

Dr.Refik Saydam’ın Tablosu

İsmet İnönü Hıfzıssıhha Laboratuvarlarını Geziyor

Atatürk Hıfzıssıhha’nın açılışında Refik Saydam’la

Refik Saydam’ın Hıfzıssıhhayı Denetlemesi


Türkiye Cumhuriyeti Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi Teşkiline Dair Kanun

Tarihi : 30 .12.1940
Sayısı : 3959
Konusu: Türkiye Cumhuriyeti Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi

Teşkiline Dair Kanun Metni:

Madde 1 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâletine bağlı, Hıfzıssıhha Enstitüsü ve Hıfzıssahha Mektebinden ibaret olmak üzere teşkil edilen (TÜrkiye Cumhuriyeti Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi) bu kanunda yazılı işleri yapmakla mükelleftir. (*) Memleketin muhtelif mıntakalarının sıhhi ihtiyaçlarına göre Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâletinin göreceği lüzum üzerine aynı işleri yapmakla mükellef enstitü şubeleri açılabilir.

Hıfzıssıhha Enstitüsü

Madde 2 – Hıfzıssıhha Enstitüsü Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekilliğince muhtelif ihtisas şubelerine ayrılır. Bu müessese vekâletçe gösterilecek lüzum üzerine: A) Halk Hıfzıssıhha şartlarını ıslâh ve inkişafına ve her nevi hastalıklarla mücadeleye yarayacak sıhhi ve fenni araştırmaları ve incelemeleri yapmak, B ) Vekâletçe nevileri tâyin edilen serum ve aşıları ve sair biyolojik ve kimya maddelerini hazırlamak, C) Hususi kanunlarına tevfikan yerli veyahut yabancı müstahzarların,, serum ve aşılarla sair hayati terkip veya kimyevi maddelerin kontrollerini yapmak, D) 1262 sayılı İspenciyarive Tıbbi Müstahzarlar Kanununun 10 uncu maddesine göre daimi murakabeye tabi tutulan ispenciyari ve tıbbi müstahzarat ile mezkur kanunun ikinci maddesinin a, b, c, ve d fıkralarında yazılı maddeleri satın alarak icap eden muayenelerini yapmak; E) Umumi ve İçtimai hıfzıssıhhaya ve sair mevzulara ait konferanslar tertip etmek ve neşriyat yapmakla mükelleftir.

Madde 3 – Hıfzıssıhha Enstitüsü ihtisas ve salahiyeti dahilindeki fenni ve sıhhi meseleler hakkında resmi daireler ve belediyelerle hakiki ve hükmi şahıslar tarafından doğrudan doğruya vukubulacak talep ve müracaatları kabul ederek bunlar üzerinde tetkikler ve icap eden tahlil ve muayeneleri yapar ve reyini ve mütaalasını bildirir.

(*) 1983 yılında çıkarılan 181 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile Müessese Sağlık Bakanlığı’ nın bağlı kuruluşu haline getirilerek “T.C, Refik Saydam Hıfzıssıha Merkezi Başkanlığı ” adını almıştır.

Madde 4 – (Değişik, 3612 -7.2.1990) Hıfzıssıhha Enstitüsü vazifesi arasında sayılan tetkik ve muayene ve tahlillerden umumi sıhhata taallük eden işler için resmi daireler ile belediyelerden hiçbir ücret almaz. Umumi sıhhate taallük etmeyen muayene, tahlil ve tetkikler için alınacak ücretler Sağlık Bakanlığınca hazırlanacak bir tarifeyle tespit edilir. Sari veya salgın hastalık işleri müstesna olmak üzere hakiki ve hükmi şahıslara ait olan muayene, tahlil ve tetkikler de aynı tarife üzerinden ücrete tabidir.

Madde 5 – (Değişik, 3612 -7.2.1990) Enstitüde hazırlanan her nevi aşı, serum ve diğer maddelerin satış kıymetleri ve bunların ne suretle satışa çıkarılaçakları ve bunları toptan ve perakende olarak satanlara verilecek bey’iye miktarı Sağlık Bakanlığınca tayin edilir.

Madde 6 – Hıfzıssıhha Enstitüsü fenni tetkikat ve istihsalatı için lazım olan her nevi hayvanları ve yemleri tedarik edebileceği gibi bunları yetiştirmek ve işlerine yarıyacak ekimleri yapmak üzere tesisat da vücude getirebilir.

Hıfzıssıhha Mektebi

Madde 7 – Hıfzıssıhha Mektebi Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin göreceği lüzum ve tertip edeceği program üzerine tababet ve şubeleri sanatları mensupları ile eczacı ve kimyagerlere ve küçük sıhhat memurlarına umumi ve ferdi hıfzıssıhhaya veya bunlardan memur olanların sıhhi ve fenni ve idari vazifelerine ait ameli ve nazari tekamül tedrisatı yapmak ve alelumum ilmi mevzulara ait konferanslar tertip etmek ve neşriyat yapmakla mükelleftir. Tababet ve şubeleri sanatları mensupları ile eczacı ve kimyagerler ve küçük sıhhat memurlarından Devlet ve belediyelerle bunlara bağlı idare ve müesseseler hizmetinde bulunanlar Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti ile alakalı vekaletler tarafından müştereken tesbit edilecek zaman ve sıralarda tekamül tedrisatında hazır bulunmağa mecburdurlar.

Madde 8 – Alakalı vekaletler ile Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti tarafından müştereken tayin olunacak şekil ve sıra ve adetler dahilinde olmak suretiyle Maarif Sıhhat Müfettişleri ve Ziraat Müfettişleri ve muallimler ve mühendisler ve iş müfettişleri ile sair lüzum görülen meslek memurlarına da hıfzıssıhha mektebinde mesleklerinin sıhhi ve tıbbi kısımlarına ait tekamül kursları verilir. Bu memurlara ait yol masrafları ve yevmiyeler mensup oldukları vekaletler bütçelerinden tesviye olunur.

Madde 9 – Hıfzıssıhha Mektebinde verilecek derslerin tatbikatını temin etmek için lüzumlu olan laboratuvar ile ferdi ve içtimai hıfzıssıhha ya ait numuleri ihtiva eden müzeler tesis olunur.

MÜŞTEREK HÜKÜMLER

Madde 10 – Türkiye Cumhuriyeti Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi laboratuvarlarında yapılan fenni tetkiklerin vekalet ve enstitü mecmualarından başka vasıtalarla ilk defa neşri Vekaletin müsaadesine bağlıdır.

Madde 11 – Türkiye Cumhuriyeti Hıfzıssıhha Enstitüsü ve Hıfzıssıhha Mektebi için lüzum görülecek ecnebi mütehassısların celb ve istihdamına ve bunların istihdam müddetlerini tesbit ve tayin ile mukaveleler akdine Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekili salahiyettardır.

Madde 12 – Türkiye Cumhuriyeti Merkez Hıfzıssıhha Müessesesinin dahili idaresi ve tedrisatının şekil, zaman ve müddeti ve diğer hususlara ait esaslar Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekilliğince tesbit olunur.

Madde 13 – 17.5.1928 tarih ve 1267 sayılı kanun ile 9.6.1936 tarih ve 3017 sayılı kanunun 23 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları kaldırılmıştır.

Madde 14 – Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.

Madde 15 – Bu kanun hükümlerinin icrasına Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekili memurdur.


FAALİYET ALANLARIMIZ

GENEL ÇALIŞMA ALANLARI

Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığımız, günümüzde aşağıdaki çalışmaları başarıyla yürütmektedir:

  • Üretim
  • Kontrol
  • Tanı ve doğrulama
  • Eğitim
  • Danışmanlık

ÜRETİM ALANLARI

Merkez laboratuarlarımızda üretilerek kullanıma sunulan başlıca ürünler şunlardır:- Tanıya yönelik antijen ve antiserumlar (Salmonella, Brucella, Proteus vb)

  • Tedavi ve korumaya yönelik antiserumlar (Akrep, Tetanos, Difteri, Şarbon)
  • Deney hayvanları (spesifik patojen free fare, tavşan, kobay vb)

LABORATUVAR ANALİZLERİ

A-Kontrol ve Ölçüme Yönelik Analizler

Başkanlığımız bünyesinde hem ruhsat ve ithal iznine yönelik analizler hem de piyasa denetimi ya da ihracat, ithalat süreçlerinde gerekli olan analizler yapılmaktadır. Kontrolü yapılan başlıca ürünler şunlardır:

  • İlaç ve kozmetikler
  • Aşı, serum ve diğer biyolojik ürünler
  • Kan ve Kan ürünleri
  • Gıda, su (içme suyu, kaplıca suyu ve memba suları) ve katkı maddesi

B-Çevre ve Sağlık Hizmetleri

Temizlik maddeleri, dezenfektanlar, hava, su, toprak kalitesi ve toksik maddelerin incelenmesi.

C-Referans Laboratuvar Hizmetleri,

Tanı ve Doğrulama İşlemleri

Laboratuarlarımız, birçok konuda referans laboratuvar hizmetleri vermektedir. Rutin tanı, doğrulama ve enfeksiyon hastalıkları tanısı işlemleri laboratuvarlarımızda yapılmaktadır:

  • Hematoloji
  • Bakteriyoloji ve seroloji (Legionella, Enterik patojenler, Difteri)
  • Viroloji (HIV, Hepatit B, Hepatit C, Polio virus, kızamık, kırım kongo hemorojik ateşi vs)
  • Biyokimya
  • Hormon
  • Tüberküloz (tanı ve antimikrobiyal direnç)
  • Parazitoloji
  • Zehir araştırma (Toksikoloji)

EĞİTİM ÇALIŞMALARI

Merkezimizde süren eğitim faaliyetlerimizden bazıları şunlardır:

  • Tıpta uzmanlık eğitimi (Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanlığı)
  • Hıfzıssıhha mektebi (İlk defa 1937’de açılan Hıfzısıhha Okulu’nun uzun bir aradan sonra 2003 yılında yeniden hizmete başlaması da kurumumuz ve sağlıktaki gelişmeler adına zikredilmesi gereken önemli bir konudur.)
  • Hizmet içi eğitim
  • Çeşitli kurum ve kuruluşlar ile Hıfzıssıhha Bölge Müdürlüklerinde eğitim çalışmaları

DANIŞMANLIK HİZMETLERİ

Başkanlığımız bünyesinde yer alan Zehir Danışma Merkezimiz, ülke çapında 7 gün 24 saat danışmanlık hizmeti vermektedir.

Zehir olgusunu takip etmekte olan primer sağlık personeline (doktor, hemşire…) online bilgi verilmekte ve izleme yapılmaktadır. Botulismus gibi bazı durumlarda spesifik tedavi ediciler, hastanın bulunduğu sağlık kuruluşuna ulaştırılmaktadır.

Ayrıca tüm birimler, görev alanları ile ilgili konularda da danışmanlık hizmetlerini sürdürmektedir.

YENİ HEDEFLERE DOĞRU

76 yıllık tarihinde ülkemize halk sağlığı alanında önemli hizmetler veren Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı önümüzdeki günlerde yeni projeler çerçevesinde, çok daha büyük başarılara imza atacaktır.

  • Koruyucu hekimliğin gerektirdiği aşı, serum ve diğer biyolojik ürünleri üretmek,
  • Ülkemizde üretilen veya yurt dışından ithal edilen hertürlü ilaç ve kozmetiklerin, biyolojik ürünlerin kontrollerini yapmak, araştırma ve laboratuvar hizmetlerini yürütmek, pestisitlerin analiz ve etkinlik testlerini yapmak,
  • Gıda kontrol ve beslenme hizmetlerinin gerektirdiği araştırma ve laboratuvar hizmetlerini yürütmek,
  • Çevre kirlenmesinin önlenmesine yönelik araştırma ve laboratuvar hizmetlerini yürütmek,
  • Zehir kontrol ve araştırma hizmetlerini yürütmek,
  • Salgın hastalıklarla ilgili araştırma, doğrulama ve laboratuvar hizmetlerini yürütmek,
  • İlgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak sağlık personelinin hizmetiçi eğitim programlarını düzenlemek ve yürütmek,
  • Yayın ve Dokümantasyon hizmetlerini yürütmek,
  • Tababet uzmanlık tüzüğü uyarınca uzmanlık eğitimi vermek,
  • Referans hizmetlerini yürütmek,
  • Koruyucu kuduz aşısı yapmak,
  • Biyokimya, Hormon ve Hematoloji laboratuvarlarında tanıya yönelik laboratuvar hizmetlerini yürütmektir.

08.12.2010 22:00
Hıfzıssıhha’da artık muayene, tetkik yapılmayacak
Nesrin COŞKUN/İZMİR, (DHA)

BİRİNCİ basamak sağlık hizmetlerinde pilot olarak başlatılan Aile Hekimliği uygulaması yurt çapında yaygınlaştırılınca, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkez Başkanlığı ile bağlı 7 bölge enstitüsü laboratuvarları sistem dışı kaldı. 1 Ocak 2011’den itibaren merkez ve bölge müdürlüklerinde hasta muayeneleri ile kan, idrar tetkiklerinin yapılmayacağı bildirildi. Bu karar İzmir Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde huzursuzluğa yol açtı.

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, ülkemizde halk sağlığının korunmasına yönelik üretim, kontrol ve tanı ile ilgili temel laboratuvar hizmetlerini yürütmek üzere, ulusal referans laboratuvarı olarak kuruldu. Başkanlığa bağlı İstanbul, İzmir, Antalya, Diyarbakır, Adana, Erzurum ve Samsun’da kurulan bölge enstitü müdürlüklerinde de bulundukları bölgelerin sanayii ve ticari gereksinimleri doğrultusunda hem hammadde, yarı mamul ve mamul ürünlerde fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analiz, hem de vatandaşlara birinci basamak sağlık hizmetleri verdi.

Ancak Sağlık Bakanlığı birinci basamak sağlık hizmetlerine Aile Hekimliği Sistemi’ni (AHS) getirdi. Pilot olarak başlatılan bu uygulama Türkiye genelinde yaygınlaştırıldı. İllerin büyük bölümünde AHS’ne geçilirken, Hıfzıssıhha Merkez Başkanlığı ile Bölge Enstitü Müdürlüklerinin verdiği bu hizmetler AHS’ne aykırı düştü.

Laboratuvarları ‘referans’ kabul edildiği için halktan büyük ilgi gören enstitülerin bu hizmetlerinin yeni yılla birlikte sonlandırılacağı bildirildi. Ankara’daki Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkez Başkanlığı yetkilileri, hizmetin Aile Hekimliği nedeniyle durdurulacağını açıkladı. Bir yetkili, “Sağlık Bakanlığı, birinci basamak sağlık hizmetlerini Aile Hekimliği kanalıyla veriyor. Ve hastalar aile hekimlerine muayeneden sonra hastanelere yönlendirilecek. Dolayısıyla Hıfzıssıhha Enstitülerini birinci basamak sağlık kuruluşundan saymıyor ve enstitülerin bu sistemin içinde yeri yok. Hasta muayene edemez, tahlil yapamaz. Ankara dahil, tüm bölge müdürlükleri 1 Ocak’tan itibaren artık birinci basamak sağlık hizmeti veremeyecek. Merkez ve bölge enstitüleri asli görevlerini sürdürecek” dedi.

Öte yandan karar, İzmir Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürlüğü’nde (İZHEN) huzursuzluk yarattı. Birkaç yıl öncesine kadar günde 500 hastanın başvurduğu, bir süredir ise muayene ve tahlil için hasta sayısının 100’le sınırlandırıldığı İZHEN’de poliklinik ve laboratuvarlarda görevli 15 hekimin bu hizmetlerin durdurulmasının ardından akıbetlerinin ne olacağı merak konusu oldu. Enstitü Müdürü Selami Solmaz açıklama yapmazken, İl Sağlık Müdürü Op.Dr. Mehmet Özkan, “Hıfzıssıhha Enstitüsü asli görevini yapacak” diyerek şunları söyledi:

“Bu hizmetler kalkıyor. Artık onlar SGK’ya fatura edemedikleri için zarar olur. Yapmalarının anlamı yok. Hıfzıssıhhanın görevi hemogram bakmak değildir. Zamanında çok iyi cihazları vardı. Şu anda gerek birinci basamak, gerek hastanelerdeki alet donanım orayı, biyokimyasal tahliller ve hemogram tahlillerinde katlar. Onun ötesinde hıfzıssıhha gerçek işlevini yapacak bundan sonra. Ağır metal bakacak, kimyasal parametrelere, suya bakacak. Bu konuda en iyi merkezlerden bir tanesi. Ama Hıfzıssıhhanın görevi biyokimya tahlili yapmak değil. Böyle bir görev tanımı yok Hıfzıssıhha’nın. Hıfzısıhha böyle bir tahlil yaparsa sosyal güvenliği olan hastaya fatura edemez, parasını alamaz, zarar eder. Birinci basamakta böyle bir yaygın hizmet varken böyle bir hizmet vermeleri anlamsız bir şey. Bakanlığımız da bu hizmeti vermesini istemiyor.”


Dr. REFİK SAYDAM ÖNDERLİĞİNDE CUMHURİYET DÖNEMİ SAĞLIK HİZMETLERİNİ MODERNLEŞTİRME ÇABALARI * Halil İbrahim AKSAKAL


 

AKM Belleten – Cumhuriyet Tarihinde Bugün 10 Mayıs * CUMHURİYET HALK FIRKASI’NIN KURULUŞU

TBMM’nde mevcut hizipleri birleştirmek veya mevcut hiziplerden birini takviye ederek Mecliste iş ve hizmet görme gayretleri sonuç vermedi. 10 Mayıs 1921 günü, Mustafa Kemal Paşanın başkanlığında toplanan 151 milletvekili Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Meclis Grubu kurma kararı aldılar ve grup başkanlığına da Mustafa Kemal Paşa’yı getirdiler.

Bir süre sonra Mecliste, Birinci Grup ve İkinci Grup diye bir ayrılma baş gösterdi. Birinci Grup, millet iradesine ve milletin egemenliğine değer vererek, milletin maddi ve manevi gücünü seferber etme çabası içinde idiler. Atatürk Birinci Grubun başında bulunuyordu. İkinci Grup hilafet ve saltanat makamının ve Osmanlı devlet şeklinin saklı tutulmasını istiyordu. İkinci Grup, Ankara’daki siyasi gücü geçici saymakta, Misak-ı Milli’nin sağlanmasından sonra, hükümetin çekilmesi gereğini ifade etmekteydi. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir hükmüne de, Padişahın yetkilerini kısıtlayacağı için karşı idiler. Kısaca İkinci Grup, sosyal görüş bakımından gelenekçi ve mukaddesatçı, siyasi görüş bakımından da Osmanlı düzeninden yanaydı.

Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’da, Hakimiyeti Milliye, Yenigün ve Öğüt gazetelerine “Halk Fırkası” adıyla siyasi bir parti kurma niyetini açıklaması ile, Meclis’te Birinci Grubu teşkil edenler bu yeni kurulacak partide hizmete hazırlandılar. Mustafa Kemal Paşa’ya göre “Halk Fırkası, bütün milletin refah saadetini temine yönelik olcaktır”. Atatürk, “ortaya koyacağımız şey müspet millet programıdır” demekte ve “Tam istiklalle, kayıtsız şartsız millet hakimiyetinin, Halk Fırkası’nın programının iki esas maddesini oluşturduğunu” ifade etmekteydi. Ayrıca, Atatürk diğer konuşmasında da, “Halk Fırkası’nın halkımıza siyasi terbiye vermek için bir mektep olacağını” dile getirmiştir.

Mustafa Kemal Paşa, 8 Nisan 1923’te yapılacak seçimde milletvekillerine vereceği görev ve yetkileri belirledi.

Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF): 9 Eylül 1923`te Mustafa Kemal (Atatürk) tarafından kurulmuş olan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk siyasî partisidir. 1927-1946 yılları arasındaki TBMM seçimlerine tek parti (Devlet Partisi) olarak katılmıştır.

Başlangıçta “Halk Fırkası” olan parti adı 10 Kasım 1924’te “Cumhuriyet Halk Fırkası” olarak değiştirildi. Mayıs 1935’de 4. Kurultayda Cumhuriyet Halk Partisi adı benimsendi.

CHF’nin Kökleri

Cumhuriyet Halk Fırkası’nın kökleri Sivas Kongresi’ne dayanır. 4-11 Eylül 1919’da toplanan Sivas Kongresi’nde, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde işgale direnmek amacıyla kurulan müdafaa-yı hukuk cemiyetleri Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (ARMHC) adı altında birleştirilmiştir. 23 Nisan 1920’de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi ARMHC delegelerinden oluşmuş, ancak 1922’de meclis Birinci Grup ve İkinci Grup adıyla iki gruba ayrılmıştır.

Millî Mücâdelenin zaferinden sonra Mustafa Kemal önderliğindeki Birinci Grup ülke çapında siyasi örgütlenmeye girişmiş ve 8 Nisan 1923’te yapılan seçimlere tek liste ile girerek biri dışında bütün milletvekilliklerini elde etmiştir. Grup ileri gelenleri 11 Eylül 1923’te Mustafa Kemal başkanlığında Halk Fırkası’nı oluşturmuştur.

Cumhurbaşkanı ve Fırka Başkanı Mustafa Kemal Paşa TIME Dergisi 24 Mart 1923 Mecliste 1922 yazından itibaren yoğunlaşan “particilik-hizipçilik” suçlamalarına karşı Mustafa Kemal şu görüşü savunmuştur:

‘Bu milletin siyasî fırkalardan çok canı yanmıştır. Halk Fırkası dediğimiz zaman bunun içinde bir kısım değil, bütün millet dâhildir.

Tek Parti Rejimi’nin ilk ifâdesi olan bu görüş, 1940’lara dek CHF/CHP dışında başka partilerin örgütlenmesini yasaklamak amacıyla kullanılacaktır. Türkiye Cumhuriyetinin ilk partisi olarak 1923 te kurulan CHF 1935 yılına kadar tek parti olarak seçimlerde yer almış iktidar sahibi olmuştur.

Atatürk’ün kurduğu partinin bugünkü uzantısı CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) dir.

Halk Fırkası Doğuyor

Lozan Antlaşmasının kabulü nedeniyle Mecliste başgösteren yoğun tartışmalar üzerine 9 Eylül 1923’te 9 Umde adı verilen siyasi programı ilan etti ve iki gün sonra İçişleri Bakanlığı’na verilen bir dilekçeyle kendisine bağlı milletvekillerinden oluşan Halk Fırkası’nı kurdu. Parti kurucuları Refik Saydam, Celâl Bayar, Sabit Sağıroğlu, Münir Hüsrev Göle, Cemil Uybadın, Kazım Hüsnü, Saffet Arıkan, Zülfü Bey’di. Genel Sekreter Recep Peker’di.

29 Ekim 1923’te, HF üyesi olan 158 milletvekili Cumhuriyet’i ilan ederek Mustafa Kemal Paşa’yı cumhurbaşkanı seçti. Bu olay üzerine, Milli Mücadele’nin lider ve aydın kadrosunu oluşturan milletvekillerinin bazıları (Kâzım Karabekir, Rauf Orbay, Adnan Adıvar, Ali Fuat Cebesoy, Hüseyin Avni, Cafer Tayyar Eğilmez, Refet Bele, Bekir Sami, Hüseyin Cahit Yalçın), ülkenin “diktatörlüğe” yöneldiğini iddia ederek mecliste ayrı bir grup oluşdular. 17 Kasım 1924’de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular. Bu olaydan bir hafta önce Halk Fırkası’nın adı Cumhuriyet Halk Fırkası olarak değiştirildi. TCF’nin 5 Haziran 1925’te kapatılıp önde gelen üyelerinin idamından sonra, 1946 yılına kadar CHF/CHP TBMM seçimlerine tek parti olarak katıldı.

LİDER KADRO

Partinin ilk üyeleri ve kurucularının önemli bir bölümü Mustafa Kemal’in ısrarıyla bu siyasal akıma katılmışlardı. Kurucular ve lider kadrosu içerisinde sayılabilecek kişilerin Mustafa Kemal’in yakın arkadaşları ve güven duyduğu kişiler olması dikkati çekmektedir.

Tek Parti Yılları

Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı Atatürk, cumhuriyetin 10.yılı kutlamalarında Cumhuriyet idaresini kuran önemli reformların birçoğu 15 Ekim 1927’deki İkinci Parti Kurultayı’ndan önce gerçekleştirildi. İkinci Kurultay’da Gazi Mustafa Kemal Büyük Nutuk’unu okudu. Kurultayda kabul edilen Tüzükte CHF’nin cumhuriyetçi, halkçı, milliyetçi siyasi bir cemiyet olduğu, fırkanın değişmez Umumi Reisinin Gazi Mustafa Kemal olduğu yazıldı. Başvekil İsmet İnönü Umumi Reis yardımcılığına atandı.

1929 Dünya ekonomik krizinin ardından Türkiye devletçi ekonomik kalkınma politikasına başvurdu. Önemli yatırımların devlet eliyle yapılması kararlaştırıldı.

1930 yılında ekonomik krizin derinleşerek sürmesi ve toplumda ciddi huzursuzlukların başgöstermesi üzerine Mustafa Kemal, yakın arkadaşı olan Fethi Bey’i bir muhalefet partisi kurmakla görevlendirdi. 1930 yılı Ağustos ayı başında Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu. İlk etapta CHF’den 15 milletvekili SCF’ye geçti. Yeni parti ülke çapında büyük heyecanla karşılandı. 5 Eylül’de yapılan İzmir Mitingi, Ege Bölgesinde rejime karşı genel bir ayaklanmaya dönüşme eğilimi gösterdi. Ekim ayında yapılan belediye seçimlerinde SCF’nin oy çoğunluğunu elde ettiği, ancak sandıklarda tahrifat yapılarak CHF’nin kazandırıldığı söylentisi yayıldı. Aralık ayındaki Menemen Hadisesi neticesinde SCF kendisini feshetti.

SCF deneyinin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra CHF’nin Tek Parti yönetimi kökleşti. 1931 yılından toplanan Üçüncü Kurultay’da tüzük yenilendi ve partinin programı belirlendi. Bu kurultayda, Cumhuriyetçilik, Laiklik, Milliyetçilik, Devletçilik, Halkçılık ve İnkılapçılıktan oluşan “Altı ok” partinin ana programı olarak belirlendi. Halkevleri adı altında CHF’ye bağlı bir taban örgütünün oluşturulmasına karar verildi.

Atatürk Dördüncü CHP Kurultayında 1934 yılında Birinci Beş Yıllık Plan devreye sokuldu. Devlet eliyle ağır sanayiin kurulmasını öngören plan, büyük ölçüde Sovyet kredileriyle finanse edildi. Demiryolları yapımına önem verildi.

1935 yılı Mayıs ayında toplanan Dördüncü Kurultay’da partinin adı Dil Devriminin getirdiği yeni anlayış uyarınca Cumhuriyet Halk Partisi olarak değiştirildi. 1936 Haziranında yayınlanan bir genelgeyle bütün illerde parti il başkanlığı valilikle birleştirildi ve içişleri bakanı resen parti genel sekreterliği sıfatını üstlendi. 1937 Şubatında yapılan anayasa değişikliğiyle, CHP’nin “altı oku” TC anayasasına resmen dahil edildi. Böylece Tek Partinin devletle özdeşleşmesi süreci tamamlanmış oldu.