Soma Maden Ocakları Tarihinde Atatürk ve “Devlet Madenciliği”
Soma Maden Ocakları Tarihinde Atatürk ve “Devlet Madenciliği” / Cengiz ÖZAKINCI
Unutmak İhanettir!
Soma Maden Ocakları Tarihinde
Atatürk ve “Devlet Madenciliği”
Soma’daki kömürün türü; linyit… İngilizler buna (Brown Coal) “kahverengi kömür” de diyorlar. Avrupa’da ilk kez 1850’lerde Almanya’da yakıt olarak kullanılan [1] linyit kömürü, Anadolu’da ilk kez 1863-1864’te Soma’da bulunmuş ve 1865’te “The Popular Science Review” dergisi İzmir-Aydın Demiryolu dolayında büyük linyit kömürü yatakları bulunduğunu dünyaya duyurmuştu. [2]
Osmanlı Devleti, 1860’lı yıllarda Soma’da bulunan linyit madeninin işletme ayrıcalığını 1914’de dek yerli, yabancı birçok girişimciye verdi. [3] Alman Musevilerinden Yerbilimci Prof. Alfred Israel Philippson, 1900 yılında Soma’nın Tırhala köyünde bulunan linyiti incelemişti. [4] Fransız “Regei Generale Company”nin 1890’larda yapımına başladığı İzmir-Manisa, Manisa-Bandırma demiryolu hatlı 1912’de Soma’ya uzandığında, Almanya’nın gözü çoktan Soma ve Tırhala linyitlerine dikilmiş durumdaydı. Osmanlı Devleti, Soma maden ocağının işletme ayrıcalığını 1913’te Ahmet Ragıb ve Cineris Bey ortaklığına; Soma’nın Tırhala köyünde bulunan linyit madenini işletme ayrıcalığını da 1914’te 99 yıllığına Osman Efendi ve ortaklarına vermişti. [5] Ancak, I. Dünya Savaşı patlayıp, Osmanlı İmparatorluğu, Kasım 1914’te resmen Almanya’nın yanında savaşa girince; Alman subaylar, Anadolu’da, Alman Genelkurmayı’na bağlı “Harp Kömür Merkezi” kuracaklar ve bütün kömür madeni ocaklarımız, Alman subaylarının buyruğu altına girecekti.
Bu bağlamda, askerlerimiz, Alman subaylarının buyruğu altında, Soma madeninde çalıştırılmış; çıkartılan linyit kömürü, cepheye asker, silah ve cephane taşıyan trenlerde yakıt olarak kullanılmıştı.
Savaş yenilgiyle sonuçlanıp Almanlar ülkemizi terkedince; bu kez de galip devletler, “İtilaf Devletleri Kömür Merkezi” kurdular. 1914-1918 arası Alman Genelkurmayı’nca işletilen madenlerimiz, 1918-1922 arası galip devletlerin eline geçti.
Zonguldak kömürleri gibi pek çok madenimizle birlikte Soma kömür madeni de Mondros Bırakışması uyarınca işgalci Fransızlar’a devredildi. Daha sonra, İzmir ve Ege bölgesi, Mayıs 1919’dan başlayarak Yunan ordularınca işgal edilince; Soma madeni de Yunan egemenliği altına girecek ve burada çıkartılan linyit kömürü, 1922’ye dek İzmir’e asker ve cephane taşımayı sürdüren işgalcilerin gemilerinde yakıt olarak kullanılacaktı.
9 Eylül 1922’de Yunan Ordusu denize döküldükten sonradır ki, Soma maden ocakları, Türkiye’nin ulusal varlığına dönüşerek 1 Haziran 1923’te İktisat Bakanlığı’na devredildi. İktisat Bakanlığı, Soma madeninin işletme hakkını, 1926’da 70 yıl süreyle Faik Sabri-Nuri Aziz ortaklığına verecek; ancak onlar devletin aradığı koşulları yerine getirememiş olmalı ki, işletme, 1 Kasım 1929’da, Yunus Nadi Bey’e devredilecekti. Yunus Nadi Bey, 1933’te Soma madeninde çalışan işçilere, aileleriyle birlikte oturacakları evler verecek ve evlerinde yakacakları kömürü de ücretsiz olarak madenden karşılayacaktı.
Haziran 1934’te Atatürk ve İran Şahı, trenle Soma’ya da uğradılar. Soma baştanbaşa Türk ve İran bayraklarıyla donatılmıştı.
Ertesi yıl, 1935’te, Atatürk, maden ocaklarında üretimin en ileri teknikle gerçekleştirilmesi ve işçilerin daha güvenli ve daha sağlıklı koşullarda çalışabilmelerini sağlamak amacıyla; bütün maden işletmelerinin devletleştirilmesine karar vermiş; ve bunu gerçekleştirmek üzere, 1935’te Etibank’ı kurmuştu.
Atatürk, 1937 yılı TBMM açış konuşmasında “Türkiye’de devlet madenciliği, milli kalkınma hareketiyle yakından alakalı, mühim mevzulardan biridir… Elde bulunan madenlerin en mühimleri için üç yıllık bir plan yapılmalıdır.” diyecek; ve aynı yıl, bütün maden işletmelerinde olduğu gibi, Soma maden ocağında da devrim niteliğinde yenilikler yapılacaktı. Soma’da yapılanlar basında şöyle duyurulmuştu: (05.07.1937)
Soma Kömür Madeni’nde Yapılan Yenilikler. / Bütün Tesisat Elektrikle işlemeğe Başlıyor. / Yeniden Birçok Makineler Getirildi.
Soma (Hususî muhabirimizden)-
Soma kömür madenleri birkaç yıldır gelişmekte ve ilkellikten makineleşmeye doğru son hızla ilerlemektedir. Geçen yıl elektrikle işliyen fennî kazma makineleri getirilmişti. Bu kazmalar, şimdi yeni yapılan 120 beygirlik bir elektrik makinesiyle işletilecek, bütün ocaklar ve işçi evleri elektrik tesisatıyla aydınlatılacak, bütün işlerde elektrik gücünden yararlanılacaktır. Almanya’dan yeni bir mühendis de gelmek üzeredir.
Madende yeniden birçok binalar ve yeni tesisat yapılmış olduğundan, işçiler yorucu ve tehlikeli işlerden kurtulacak ve üretim artacaktır. Elektrik dairesi bu hafta içinde açılarak geceli gündüzlü işlemeğe başlayacaktır.
Soma halkı, ilçenin çok yetersiz olan elektrik durumundan dolayı yeni seçilecek Belediye Reisi’nin madenle anlaşarak ufak bir santralle uygun güç ve süreğen akımı olan maden elektriğinden Soma’nın da yararlanması dileğindedir.
Haberin fotoğraf altı yazısı şöyle: Soma kömür madeninden çeşitli izlenimler: Yukarıda sağda yeni yapılan memur evleri, solda yeni getirilen elektrik motörü, altta madenin uzaktan görünüşü ve havai hat.
* * *
1937 yılında yapılan bu yeniliklerden sonra, Soma maden işletmesi, 1 Kasım 1939’da Etibank’a devredilerek devletleştirildi. Devletçe işletildiği yıllar boyunca Soma madeninde ölümle sonuçlanan kaza sayısı çok azdı. Örneğin, 29 Mayıs 1949’da Soma madeninde yangın çıkmış, iki işçi ölmüş, bir işçi yaralanmış; ve aynı gün, maden silosundan bir kamyon kaza yapmış; şoför ölmüş, muavini yaralanmıştı; kitlesel ölüm yoktu…
Atatürk’ün 1937 konuşmasında dünyaya duyurduğu “Devlet Madenciliği”nin başarısı; üzerinden on yıl bile geçmeden İngiltere’de örnek alınacak; İngiliz İşçi Partisi’nin “İngiltere’deki bütün kömür ocaklarının ve kömür işletmelerinin devletleştirilmesi” konulu yasa tasarısı, 31.01.1946 günü Avam Kamarası’nda oylanacak, onaylanacak ve İngiltere’de kömür madeni işletmelerinin tümü -tıpkı on yıl önce Atatürk’ün Türkiye’de yaptığı gibi- devletleştirilecekti. İngiltere’de, kömür ocaklarının devletçe işletilmeye başlatılmasından sonra; kömür madenlerinde ölümlü kazalar yok denecek ölçüde azalacaktı…
Uzun sözün kısası:
İşte 1930’1u yıllar; Atatürk, Etibank; maden emekçilerimize verilen önem ve değer… İşte Atatürk’ün unutulan sözü:
“Beni Unutmayınız…”
İşte 13 Mayıs 2014; yüreğimizi dağlayan Soma Maden Faciası; resmi açıklamalara göre 301 can…
Ve işte Karl Jaspers’in unutulmaz sözü: “Unutmak, ihanettir…”.
Dipçe:
[1] William Otto Henderson, “The Rise of Germany Industriell Power, 1834-1914”, sf. 59.
[2] Popular Science Review, 1865, volume IV., s. 252.
[3] Yrd. Doç. Dr. Şerife Yorulmaz, “Türkiye’de Kömürün Keşfi ve Kömür İşletme İmtiyazları”, Türkiye 11. Kömür Kongresi 10-12 Haziran 1998, Bartın-Amasra, Bildiriler Kitabı, sf 291 vd.
[4] Alfred Israel Philippson, “Reise und Forschungen im westlichen Kleinasien, I” Petermanns Mitteilungen 167, Gotha 1910, s.68
[5] Yrd. Doç. Dr. Şerife Yorulmaz, a.g.e, s. 291 vd.
Cengiz ÖZAKINCI, “Bütün Dünya”, Haziran 2014
cengizozakinci@butundunya.com.tr