Tag: PDF

 

2014 Nisan 8 – Seminer Ağız Sağlığı ve Genel Sağlıkla İlişkisi

8 Nisan 2014 Salı akşamı saat 7’de Avustralya Atatürk Kültür Merkezi’nin Toplumla Kucaklaşma Semineri konuğu Diş Hekimi Dr. Eylül Ergüven hanımefendi idi. Ağır soğuk algınlığı geçiriyor olmasına rağmen semineri iptal etmediği için Avustralya Atatürk Kültür Merkezi çok minnettar olduğunu bu blog sayesinde bir defa daha ifade ediyor.

Ağız Sağlığı ve Genel Sağlıkla İlişkisi hakkında ayrıntılı bilgiler veren Dr. Ergüven, hür dikkat, ilgi ve alaka ile dinlendi. İki bölüm halinde gerçekleştirilen seminerin birinci bölümü A dan Z ye ağız sağlığı ile ilgili bilgi dolu olup, bir buçuk saatden fazla sürdü.

Dr. Eylül, “Ağız sağlığı ve genel sağlık birbirlerini olumlu ve olumsuz yönde etkileyebilirler. Ağızdaki problemler ,vücuttaki bozuklukların belirtisi olabilirler.” dedi.

İkinci yarıda diş ve diş eti sağlığını koruma yolları ve kosmetik dişçilik gibi önemli konulara değinip, sorulara cevap verdi.

Fotograf Galerisi:

1. Bölüm Video:

2. Bölüm Video:

Seminer Sunum Görselleri:

[gview file=”http://www.ataturk.org.au/wp-content/uploads/pdf/AAKM-Presentation-2014.04.08-Agız-ve-Diş-Sağlığı-Semineri.pdf”]

2013 TEMMUZ 2 – Toplumla Kucaklaşma Semineri – Türkiye’nin Dünü ve Bugünü

AVUSTRALYA ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ TOPLUMLA KUCAKLAŞMA SEMİNERLER SERİSİ BÜYÜK BİR BAŞARI İLE DEVAM EDİYOR

AAKM Makale - Hürriyet - ÖmerCan Banner 2013.v2 Small

Toplumla Kucaklaşma Semineri Video

 

 

Toplumla Kucaklaşma Semineri Slideshow

[gview file=”http://www.ataturk.org.au/wp-content/uploads/pdf/AAKM-Presentation.2013.07.02.TurkiyeninDunuVeBugunu.pdf”]

 

Avustralya Atatürk Kültür Merkezi (www.ataturk.org.au) her ayın ilk salı akşamı hazırladığı Toplumla Kucaklaşma Seminerler Serisinin, Temmuz 2013 konusu; Türkiye Cumhuriyetinin Atatürk’ün önderliğinde başlatılan girişimlerle nasıl dünyanın 17. büyük ekonomisi konumuna gelmesiydi.

Emekli Kimya Mühendisi Sayın Yılmaz İzdeş beyefendi, uzun yılların verdiği bilgi birikimini toplumla paylaştı. Osmanlı zamanından başlayan genel tarihe bakış ve medeniyetlerin temelini oluşturan ana konuların irdelenmesi ile başlayan seminer, Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda, içinde olduğu zor ekonomik ortamı masa üzerine yatırdı.

Atatürk’ün akıllı projeleri ve dahi öncülüğünde gerçekleştirilen, sosyal ve ekonomik girişimlerin neler olduğunu açıklayan Sayın İzdeş; dünyaya örnek olan bir kalkınmanın temellerinin nasıl atıldığını ve gerçekleştirildiğini örnekleri ile sundu. Atatürk önderliğinde yapılan Şubat 1923 İzmir İktisat Kongresinin bu temelleri nasıl attığını ve alınan kararların ne derece yerinde olduğunu vurguladı.

Tarımın, sanayileşmenin ve halka verilen hizmetlerin sıfırdan başlatılması ve Türkiye’nin büyük bir hızla nasıl birinci dünya savaşı sonunda yapılan zeki planlamaların ve üstün çalışkanlığın ürünü olarak ikinci dünya savaşına gelindiğinde, kendi kendine yetebilen bir ülke olduğunu vurguladı. İsmet İnönü’nün başarılı dış ve iç politikaları ile, ikinci dünya savaşına girmememizin bu başarının devam etmesini sağladığını ve ekonomik ilerlememizdeki büyük rolü olduğunu da ifade etti.

1920 yılından başlayan ve 1938’e kadar Atatürk döneminde yapılan tüm işlerin tek tek sıralandığı ve bir çoğunun Türkiye’nin gelişmesinde olan anlam ve öneminin üzerinde duran konuşmacı, 1939 dan sonra oluşturulan Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT)’ler hakkında da ayrıntılı bir liste ile günümüze kadar elde edilen ekonomik değerlerin incelemesinde bulundu.

Diğer konu başlıkları da Türkiye’de özel sektörün gelişmesi, ithal ikameci sanayileşme, savaşa girmemek, dünya ile barış içinde yaşamak, Köy enstitüleri 1940-1954, Truman doktrini – 137 milyon dolar Marshall  Yardımı (kredisi) 1948-1951 , 1960’larda yabancı ülkelere göç (Avrupa ve Avustralya), Eğitim, Sağlık, Hukuk, 24 Ocak 1980 kararları, eşit olmayan değişim (unequal exchange), Özelleştirmeler, piyasa ekonomisi, neo-liberal politikalar, küreselleşme (globalism), yüksek faiz, yüksek enflasyon, yüksek devalüasyon…

Türkiye nüfusunun nasıl kırsal bölgelerden şehirlere göç ettiğini ve bunun ekonomiye ve özellikle tarıma ve hayvancılığa olan zararları üzerinde duruldu. Yılmaz İzdeş, en büyük zenginliğimizin hala insan gücümüzün ve her alandaki yüksek beceri ve çalışkanlığımızdır dedi. OECD – ORGANISATION FOR ECONOMİC COOPERATION AND DEVELOPMENT (EKONOMİK  İŞBİRLİĞİ VE GELİŞME ÖRGÜTÜ) çizelgelerin de son sırada yer alıyor olmamızın sebepleri üzerinde de durulan seminer de; özellikle son 5 yıldır yapılan KİT’lerin özelleştirilmesi ile verdiğimiz kayıplar ve yakın ve uzun vade içinde olacağımız ekonomik çöküşün sanayileşmenin hemen hemen yok olması, üretim karlarının yabancı şirketler tarafından yurt dışına çıkması, tarım ve hayvancılığın yok olmasından dolayı olduğunu dile getirildi.

 

Haber:

Ömer Can Şirikçi

omercan.sirikci@ataturk.org.au

AAKM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

2013 MAYIS 28 – ERMENİ MESELESİNİ NE KADAR BİLİYORUZ?

AAKM Makale - Hürriyet - ÖmerCan Banner 2013.v2 Small

ERMENİ MESELESİNİ NE KADAR BİLİYORUZ?

Toplumla Kucaklaşma Semineri Video

 

Toplumla Kucaklaşma Semineri Slideshow

[gview file=”http://www.ataturk.org.au/wp-content/uploads/pdf/AAKM-Presentation.2013.06.04.Ermeni-Sorunu.pdf”]

 

Avustralya Atatürk Kültür Merkezi (www.ataturk.org.au) 4 Haziran 2013 günü akşam saat 7:30 da Auburn Town Hall Sommerville Room’da her ayın ilk salı günü yaptığı Toplumla Kucaklaşma Semineri 3. toplantısında çok önemli bir Avustralya gündem konusu üzerine, genç ve dinamik bir araştırmacı arkadaşımızın sunacağı “Ermeni Meselesini Ne Kadar Biliyoruz?” adlı bir seminer düzenlemektedir.

Seminerin amacı, toplumu Ermeni Sorunu hakkında bilgilendirmek. Özellikle Avustralya’da NSW Parlamentosunun 1 Mayıs’da Üst Yasama Konseyi ve 8 Mayıs’da Alt Konseyde sözde Ermeni soykırımı iddiasına, birde sözde Yunan ve Asuri soykırımları da olmuştur, hatta bunlara ANZAC’lar da şahitlerdir diyerek, bir oldu bitti ile her iki ayrı konseyinde kabul etme ve Türkiye’yi kınama kararı almaları ardından, verilecek bir seminerle toplumu aydınlatmanın çok yerinde ve faydalı olacağına yönetim kurulu tarafından oy birliği ile karar verilmiştir. Tüm aklı başında olan Türk asıllı Avustralyalı vatandaşları ilgilendiren bu konuya duyarlı olmaları için tüm toplumumuzu uyarıyor ve seminere katılmalarını bekliyoruz.

Benim sözde Ermeni soykırımı hakkında yeteri kadar bilgim var, ben bu konuda çok okudum, iyi bilirim diyenlerin bile gelmesi, hatta bu şahısların bizzat katılımları, rica olunur. Neden diyeceksiniz, açıklayayım. Sözde soykırım iddialarının asılsız, düzmece, sahte uydurulmuş delil diye önümüze sürülen saçmalıklar olduğunu bilmemiz yetmiyor. Avustralya’da Türk aleyhine planlar uzun zamandan beri yapılıyor ve bize zarar vermek isteyenlerin kim oldukları, kimleri kullandıkları ve nasıl bu işlerde başarılı olduklarını anlamamız ve buna göre tedbirlerimizi almamız artık bir şart oldu.

Şu anda yaşadığımız problem, öyle aman sen de, ne olur, daha önceden de böyle şeyler oldu, karar alsalar ne olur, diye gelip geçiştirilecek gibi değil. Yapılanlar Türklere ve Türkiye’ye kasıtlı olduğu için, düşmanların planları ve verebilecekleri zarar tüm Türkleri ve gelecek tüm nesilleri bile olumsuz boyutta etkileyecek düzeyde. Düşünün bundan üç beş sene sonra hatta belki daha da yakın bir zamanda, Avustralya Federal Parlamentosu bir karar alıp yasa olarak bu safsata sözde soykırımları gerçektir diye kabul etti ve kınadı diyelim. O zaman hiç bir Avustralya vatandaşı hayır olmamıştır, yalandır, dolandır, devlet bir hata yapmıştır diyemez ve dediği zaman kanunları çiğnemiş olur. Aramızda konuşmamız ve olmamıştır dememiz bile yasak olacak, ulu orta konuşanlar yasal cezalara çarptırılacaktır. Daha ötesi okullarda çocuklarımızı, sosyal hayatta biz yetişkinleri kışkırtıp gurularımız ile oynayanlar olduğunda öfkesini şiddetle ifade edenler haksız yere suçlu duruma düşeceklerdir. Bu olaylar büyüyüp etnik kutuplaşmalar ve şiddet olaylarına dönüşme olasılığı da fazladır. Hatta daha ötesi, durumu Müslüman-Hristiyan kavgasına çekmek için provoke edenler bile olacaktır. İşte bunun için kendimizi iyi eğitmeli, bize düşmanlık yapanları iyi tanımalı ve kullandıkları kişilere, medeni bir şekilde ne kadar hatalı olduklarını anlatmaya çalışmamız lazımdır.

Türk asıllı Avustralya’daki tüm organizasyonların, kurum ve kuruluşların bir çatı altında toplandığı Avustralya Türk Birliği (İngilizce adı ile Australian Turkic Alliance www.australianturkicalliance.org.au) tarafından bir alt kol olarak, NSW eyaletinde gönüllü profesyonellerden oluşan bir lobicilik ekibi kurulmuştur. Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi bu ekip çeşitli çalışmalarda bulunmuş ve halen de bulunmaktadır. Geçtiğimiz hafta NSW parlamentosunda bir milletvekili ile çok olumlu bir görüşmede bulunulmuştur. Bu hafta da bazı diğer milletvekilleri ile randevu alınabildiğince görüşmeler sürdürülecektir.

Avustralya Türk Birliği 16 Haziran Pazar günü sabah saat 11:00 de Sydney Martin Place’de ANZAC anıtının önünde başlayacak bir protesto yürüyüşü düzenlemektedir. NSW Parlamentosunu Protesto Yürüyüşüne tüm Türk asıllı toplum üyelerinin katılması ve sesimizi yüksek bir sesle duyurarak parlamento binası önüne yürümemiz çok önemlidir. Bu protesto bizim yasal bir hakkımızdır. Konu sadece Türk asıllı Avustralyalıları ilgilendirmemekle beraber, Türkiye ve Avustralya arasındaki sağlam ANZAC-Mehmetçik üzerine kurulmuş dostluğumuzda tehlike altındadır. Oy toplamak için bir takım düzmecelerle Avustralya kamuoyuna bu yalanları gerçektir diye yutturmaya çalışan politikacılar, ileride etnik gerginlik ve çatışmalar yaratabilecek ortamların temellerini atmaktadır. Bu konu duyarlı her Avustralya vatandaşını ilgilendirmektedir.

Çok-kültürlü bir ülke olan Avustralya ve bununla gurur duyan bizler ve çocuklarımızın geleceğini güzel bir şekilde geçirmesi için sizleri Avustralya Atatürk Kültür Merkezi seminerine 4 Haziran salı akşamı 7:30’da ve NSW Parlamentosunu Protesto Yürüyüşüne 16 Haziran’da sabah 11:00’de Sydney Martin Place’de bekliyorum. Görüşmek üzere sağlıcakla kalın.

 

Saygılarla,

Ömer Can Şirikçi

omercan.sirikci@ataturk.org.au

AAKM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Bu Makale  Hürriyet Avustralya Gazetesi 22. Sayısında 28 Mayıs 2013 tarihinde yayınlanmıştır.