2013 Ocak 23 – HERŞEYİN BAŞI EĞİTİM 2
Atatürk “eğitimin sosyal hayatın ihtiyaçlarına cevap vermesi” ve “çağın gereklerine uygun olmasıdır” diyerek, iki temel ilke ile eğitim sisteminin ana hedeflerini belirlemiştir.
“İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan çıkmaktır” diyerek de bilimsel olmanın önemini vurgulamıştır. Her gün ilerleyen bilim ve fen dünyasının getirdiği yeniliklerin yarattığı gelişmeyi takip etmek ve geride kalmamak çok daha önemlidir.
Eğitimi “…toplumsal ve ekonomik hayatta aktif bir şekilde etkili ve verimli kılabilmek için zorunlu olan ilk bilgileri uygulamalı bir biçimde vermek metodu eğitimimizin temelini oluşturmalıdır.” diyerek de uygulamalı eğitimin temel taşlardan birisi olduğunu vurgulamıştır.
Uygulamalı eğitimde başarılı olan uluslar, üretkenlikte de başarılı olurlar. Bu İlkokulda, lisede ve özellikle üniversitede çok önemlidir. Eğitim süreci içerisinde stajyer olarak çalışmak bir ders niteliğinde okul tarafından sağlanırsa, bunun çok faydası olur. Eğitimin pratikliği ve iş hayatında öğrenilenlerin nasıl uygulanacağını bilmek yolun yarısını aşmak demektir.
Eğitimin sosyal hayatla ilişkili olması ve ekonomik hayatı etkilemesi doğal bir süreçtir. Atatürk “…kültürlü insanlar sorunlarını, öğrendiği uygulayacağı ve geliştireceği bilgi ve teknoloji ile çözmeye çalışmalıdır. Faaliyetleri sonunda ortaya bir ürün koymalıdır.” sözleri ile eğitimle alınan bilgilerin, teknoloji kullanılarak elde edilebilecek yerli malı üretimin ne kadar önemli olduğunu ifade etmiştir. Yerli malı ile elde edilenlerin, yerel ve ülke içinde sosyal ve ekonomik hayatı desteklemesi ve hatta ürünlerin yurt dışında pazarlanıp satılarak milli gelir sağlanması ancak başarılı bir eğitim sürecinden sonra sağlanabilir. Eğitim küresel ekonomideki yerimiz açısından çok önemlidir. Bugün Türkiye bu hedefin neresindedir? dediğimiz zaman genelde başarılı olduğumuz söylenebilir; fakat bir Almanya, Japonya yada Kore kadar teknolojide başarılı değiliz. Bu günkü duruma bakılırsa, Çin yada Amerika kadar üretimde ve pazarlamada başarımız kıyaslanamaz.
Babamın tanık olduğu eski bir olayı aktarıyım yeri gelmişken. İkinci dünya savaşı sürecinde Hitlerin başlattığı füzeli silahlanma ile başlayan uzun mesafeli hava roketleri ve uzaya gitme yarışı birçok ülkenin üzerinde önemle duruğu bir bilim alanı idi. Adana Sanat Enstitüsünde (Endüstri Meslek Lisesinde) öğrencisi iken bir gün okulda; Denizli enstitüsünde bir öğrencinin malzeme araklayıp roket uçurduğu ve başarılı olduğu duyulmuş. Adana’da bunlardan etkilenen zeki ve derslerinde başarılı bir öğrencide bir kaç sene sonra Adana Bağlar‘da düz bir arazide kaçak yaptığı füzeyi 150-200 metre uçurmuş. Polis genci nezarete almış. İncirlik Amerikan Askeri üstü bu haberi alınca devreye geçmiş. Genci ve ailesini ikna edilip, alıp onu Amerika’ya götürmüşler. Babam yıllar sonra onun Adana’ya tatile döndüğünde; NASA’nın ikinci büyük Atom Bilim adamı olduğunu öğrenmiş. Bir Türk’ün bu derece başarılı olması insanlık için büyük bir kazanç. Aynı zamanda Türkiye için gurur verici, fakat birazda üzücü. Neden bu ve buna benzer gençler Türkiye’de bu yeterli eğitim imkanını bulamasın, neden desteği devlet vermesin, neden memlekete faydası dokunacak insanlar vatanımızda üretken olmasın? Türkiye için ne büyük kayıp değil mi?
Başka bir örnek, Doktor Mehmet Öz, oda Amerika’da ve niceleri dünyanın nerelerinde. Avustralya Türk toplumunda da böyle başarılı gençlerimiz var. İnsanlığa, medeniyetin ileri doğru adımlar atmasında faydası dokunan tüm Türklerin önünde, saygı ile eğilirim.
Başarılı bir eğitim alan ulusun tüm bireyleri, birçok alanda verimli üretimler yapabilirler. Üretim hususunda da kendi gözlemlerinden biri olan tarımdan bahsedeyim. Benim çocukluğum ve gençliğim Çukurova’da geçti. Ben küçükken köylerde yaşayan akraba ve arkadaşlarımın babalarının, yurtdışından gelen tohumların bir kaç kat daha verimli olduğunu ve zarar veren haşerelere daha dayanıklı oluğunu söylediklerini duymuştum. Maliyetin düşüklüğü ve daha fazla ürün almanın sağladığı zenginliğin verdiği zevk naralarını hatırlarım. Yaklaşık otuz yıl geçti, eskiden pamuk, buğday, mısır vesaire üretimimiz çok fazla olup yurtdışına satarken, şimdi Çukurova’da ne adam akıllı tarım kaldı nede hayvancılık. Bunlar hep ileriyi iyi göremememiz, tarımla uğraşan emektar ve çalışkan çiftçinin ekonomik bağımlılığa tabir edilip, şah damarlarının dış güçler tarafından sıkılması demektir. Benim tanıdığım akrabalarımın çoğu ya iflas etti yada eski zenginlikleri yok.
Durumun bu safhaya gelmesinin başlıca unsurlardan biri çiftçi eğitimin yeterli olmaması yada halka hiç verilmemesidir. Avustralya Atatürk Kültür Merkezi (AAKM) Yönetim Kurulu Sekreterimiz Ayşe Alidosti bir Ziraat Mühendisidir. Aktardığına göre ‘Aldığımız eğitim çok güzel olmakla birlikte, maalesef yaşama geçirilmemiştir. Özellikle makro ve mikro ekonomi biz profesyonel Ziraatçilere öğretildi, ata toprağının bölünmesini önleyen (yani vefat eden ebeveynden miras yolu ile bölünerek küçülen topraklardan bahsediyorum); kombine çok amaçlı büyük tarım alanları planlamayı öğrendik, hayvancılık ve tarım yapılabilecek geniş alanlara işçi barınakları dahil, artı üretilen ürünlerin pazarlanması dahil… Bilgi vardı ülkemin eğitimli insanında ama hiçbir tarım alanında kullanılmadı, içimde yaradır.
Onca Ziraat mühendisimiz var ama küresel ekonomik ve politik baskıda göz önüne alınınca olayın neticesi başarımızın köreltilip yok edilmesinde düşmanların bizi alt ettiği de aşina. Bu konu, eğitimi ve birçok önemli sosyal ve ekonomik unsurları kapsayan başlı başına bir tartışma, fikir ve görüşlerimi sunacağım bir konu olduğu için ileride ele alınacaktır.
Atatürk’e göre, ”eğitim ve öğretimde uygulanacak yöntem, bilgiyi insan için bir süs, bir baskı aracı yahut medenî bir zevkten çok, maddi hayatta başarılı olmayı sağlayan pratik ve kullanılabilir bir araç durumuna getirmektir.”. Eğitimde uygulanacak yöntemler ve bu yöntemlerin özellikleri çok önemlidir. Gelişen çağa ayak uydurmak ve eğitimde teknolojiyi çok iyi kullanmak gereklidir.
Atatürk’ün eğitim ve bir çok başka alandaki sözleri ve söylemleri AAKM web sitesinde bulunabilir. www.ataturk.org.au
Devamı haftaya…
Saygılarla,
Ömer Can Şirikçi
AAKM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Bu Makale Avustralya Hürriyet Gazetesi 4. Sayısında 23 Ocak 2013 tarihinde yayınlanmıştır.