2014 Nisan 22 – ULUSAL EGEMENLİK VE 23 NİSAN
Avustralya Atatürk Kültür Merkezi (AAKM www.ataturk.org.au) tüm yavrularımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını en candan dileklerle kutlar.
Bu yıl 23 Nisan Bayramı yeni oluşturulan Avustralya Türk Dili ve Kültürü Platformu (www.education.turk.org.au) tarafından organize edilmektedir. Bir çok sayıda toplum kuruluş ve dernekleri, Türk Dili ve Kültürü eğitimi veren hafta sonu ilkokullarımızın ortak çalışmaları ile Avustralya Atatürk Kültür Merkezi ve NSW Türk Eğitim ve Kültür Derneği öncülüğünde hazırlıklara başlamıştır. Çalışmalar yeni başladığından ve zaman kısıtlı olduğundan bu yıl 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ile beraber her iki bayram 18 Mayıs 2014 Pazar günü bir arada kutlanacaktır. Ayrıntılı bilgi www.education.turk.org.au web sitesinden edinilebilir.
Yeni bir 23 Nisan’da Ulusal Egemenlik kelimesinin her geçen yıl ne kadar çok daha anlam kazandığını görmek ve nereden gelip nereye gittiğimiz hakkında düşünmemek elde değil. Güzelim Türkiye’mizin her türlü egemenliğinin batılı kapitalist sistem tarafından engellendiğini görmek ve bu durumun son on yılı aşkın politik arenada iktidar ve muhalefet partilerinin ulusal egemenliğimizi yıpratmak ve yok etmek çabaları karşısında dehşete düşmemek elde değil.
Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinde kullandığı, ileride içinde olabileceğimiz vahim durumu izah eden cümlelerini anlayarak okudukça ne kadar ileri görüşlü olduğunu bir kez daha görüyoruz.
23 Nisan’da Ulusal Egemenlik kavramının ne olduğu taze zihinlere işlenmedikçe, Atatürkçü Düşünce sistemi çocuklarımıza adam akıllı öğretilmedikçe; içinde olduğumuz durumun düzeltilmesine imkan yok diye düşünüyorum. Atatürk’ü ve Atatürkçü Düşünceyi anlayıp, kapitalist sistemin bize dayattığı popüler kültür ve bağımlı hayat sistemi, özgürlük dolu bir yaşam sistemine dönüşmedikçe halimiz harap ve hatta kültürümüzü kayıp edip yok olmamız söz konusu.
Anayasamızın Egemenlik başlıklı 6. maddesi aynen şöyle demektedir: “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.”
Toplumda hiçbir kimse, hiçbir zümre, hiçbir sınıf ya da gurup, doğrudan üstün emretme gücüne sahip olamaz. Toplumda üstün emretme gücünün tek kaynağı ve tek sahibi milletin kendisidir. Fakat bugünkü durumun bunun tam tersi olduğunu ve AKP’nin kendi zümresini yarattığını ve kayıtsız şartsız egemenliğinize büyük bir tehlike olduğunu görmekteyiz.
Önemli olan, Ulusal Egemenlik fikrinin genç nesillerce, ruhunda ve anlamında gönülden benimsenmesi ve onu yaşatmasıdır.
Atatürk’e göre, toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin devamlı şekilde sağlanması ve korunması ancak ve ancak tam ve kesin manasıyla milli egemenliğin kurulmuş olmasına bağlıdır. Bundan dolayı hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası milli egemenliktir. Milli egemenlik beraberinde demokrasi kavramını da getirir.
Atatürk, “Türküm” diyen her insanın vatan toprakları üstünde ayrıcalıksız ve kaynaşmış bir Türk ulusunu temsil ettiğini özellikle vurgulamıştır. “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Ulusun Olacaktır” ilkesi doğrultusunda hiç bir güç, hiç bir iç ve dış kuvvet bu hakkı ulusun elinden alamaz. Fakat bugün görülmektedir ki milli kaynaşmamız, ırkçılık ve dini inançlar başta olmak üzere bir çok değişik unsurlar kullanılarak zedelenmiş ve milletimiz bölünmektedir.
Ulusumuz, en kutsal varlığı olan bağımsızlığını koruması en büyük hayati ihtiyacıdır. Bağımsızlığın da en önemli ve ilk temel taşı ekonomik bağımsızlıktır. Ekonomik bağımsızlığımız her geçen yıl daha da zayıflamakta ve yurt dışı borçlarımız artması da içinde bulunduğumuz tehlikenin başka bir boyutunu içermektedir.
Türkiye’de, egemenlik hakkını milletin adına kullanan kuruluşa Türkiye Büyük Millet Meclisi denir. 23 Nisan 1923 de kutlanmaya başlanan bu milli bayramımızda TBMM’nin ilk kuruluş yıldönümünde başlamıştır. Bu kuruluş yüce kudretin tecelli yeridir, milletimizin biricik ve hakiki temsilcisidir. Meclis yalnızca milletimizin emrine itaat etmekle yükümlüdür. Ancak Meclis, milletten emanet aldığı egemenliği millet iradesine aykırı şekilde kullanabilir. AKP Hükümeti idaresinde bunun birçok örneğini görmekteyiz.
Atatürk bu büyük tehlikeyi şöyle haber veriyor bize, “Ey Milletim, egemenliğini geçici de olsa tevdi edeceğin meclislere bile gereğinden fazla güvenme. Çünkü meclisler de doğru yoldan sapabilir, despotluk yapabilir. Üstelik bu, şahsî despotluktan daha tehlikeli olabilir. Öyle kararları olabilir ki meclislerin, milletin hayatına giderilmesi imkânsız zararlar verebilir. Millet her olasılığa karşı egemenliğini korumaya mecburdur.
Kendilerine milletimizin kaderi emanet edilmiş insanlar, Meclis, cumhurbaşkanı ve hükümet bilmeliler ki kendilerini iktidara ve yetkili makamlara getiren irade ve egemenliğin sahibi, Türk milletidir. İktidar mevkiine saltanat sürmek için değil, millete hizmet için getirilmişlerdir. Milletin kudretini yalnız ve ancak yine milletin hakiki ve sağlanabilir çıkarları yolunda kullanmakla yükümlüdürler.”
Saygılarla,
Ömer Can Şirikçi
omercan.sirikci@ataturk.org.au
Avustralya Atatürk Kültür Merkezi