Tag: Talat Paşa Komitesi

 

Talat Paşa Komitesi – “Soykırım Yalanları” Ortak Paydamızda Birleşelim

talat-pasa-komitesi-logo-new

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

Bir işte başarılı olmak için

  1. Ciddi
  2. Dürüst
  3. Kararlı
  4. Tutarlı
  5. Bilgili
  6. Çalışkan

olmak gerekir.

Emperyalist yalan “Sözde Soykırımlar” palavralarına karşı mücadelemizde bizde bu 6 unsur var.

Yaşadığımız son gelişmeler bizleri dünya parlementolarınca alınmış “sözde soykırım” kararlarının bir bir geri alınacağı günlere getirmiştir.

Buna 8 Mayıs 2013 tarihinde NSW Parlementosundan geçen önerge de dahildir.

Bu konuda 17 Aralık 2013 tarihindeki “Perinçek” davasından sonra herhangi bir gelişme olmuş mudur?

Evet, olmuştur. “ORAN Kararı”

Nedir bu “Perinçek Kararı” nı izleyen “ORAN Kararı”?

Kamuoyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Aralık sonunda aldığı “Perinçek-İsviçre” kararını ağırdan ağırdan tartışmaya çalışırken, Fransa’dan gelen ikinci bir haber Türkiye’nin elinin ne kadar güçlenmiş olduğunu gözler önüne serdi.

Yaşadığı Fransa’nın Lyon-Villeurbane kentinde Yeşiller Partisi’nden yerel politikaya atılınca, Ermeni diyasporası ile karşı karşıya kalan Sırma Oran adındaki soydaşımız ( Prof. Baskın Oran’ın kızı) kendisine ağır hakaret eden Ermeni diyasporasının önemli isimlerinden Laurent Leylekyan’a açtığı tazminat davasını kazanmış, karar Leylekyan tarafından temyiz edilmişti. Daha sonar gelen haber, tecilli hapis ve 4 bin 500 Euro para cezasına çarptırılan Leylekyan’ın temyiz davasını da kaybettiğini kamuoyuna duyurdu.

Sırma Oran-Martz, 2008 yılında Yeşiller Partisi’nden yerel seçimlerde aday olmuş, Yeşiller, Sosyalist Parti (PS) ile ittifak yapınca PS’li Belediye Başkanı Jean Paul Bret, Oran-Martz’ı kendi listesine alması için ‘Ermeni soykırımını tanıması” şartını getirmişti. Bunun üzerine adaylıktan çekilen ve Belediye Başkanı’na “ayrımcılık yaptığı iddiasıyla” dava açan Sırma Oran hakkında Laurent Leylekyan, yöneticisi olduğu France-Armenie dergisinde sert bir yazı kaleme almıştı.

Leylekyan, kaleme aldığı yazıda “Soykırımı kabul etmeyen tüm Türkler’in insanlığın utancı olduğunu, toplumdan ayıklanmaları gerektiğini, Sırma’nın Ankara ajanı, inkâr politikası sözcüsü ve insanlık dışı bir şahıs” olduğunu öne sürmüştü. Bu ifadeler üzerine Leylekyan’a da dava açan Sırma Oran, Paris Adliyesi’nde görülen ilk kademe mahkemede açılan davayı kazanınca, karar Leylekyan tarafından temyiz edilmişti. Temyiz mahkemesinin kararına göre , Leylekyan, aynı suçu 5 yıl içinde bir kez daha işlerse hapse girecek. Leylekyan ayrıca, Sırma Oran’a tazminat ödeyecek.

Sırma Oran’ın mücadele ederek kazandığı dava, yurtdışındaki Türklere örnek olacak niteliktedir. Daha da önemlisi, birbirini izleyen mahkeme kararlarının ortaya çıkardığı gerçektir. Paris Temyiz Mahkemesi’nin Leylekyan’ın mahkumiyetini onamasından, Fransa Anayasa Konseyi’nin Şubat 2013’de “Soykırımın inkarı”nı cezalandıran yasayı iptal etmesinden ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Doğu Perinçek’in “ifade özgürlüğünü” kısıtladığı için İsviçre’yi mahkum etmesinden sonra, Dunyadaki Türklere ulu orta “soykırım” suçlaması yöneltme devri sona ermiştir.

Buna Avustralya’da ki Türkler de dahildir.

“Gerçek” rüzgarı “Yalan” rüzgarını bastırmaya başlamıştır.

Bunlar Turkiye’ye yönelik büyük karalama kampanyasının çökmeye başladığını, buna karşın başarılarımız karşısında kuduran Ermeni Diyasporasının yeni saldırılara (özellikle 2015’te) başlayacağını gösteriyor.

Artık, bundan böyle, değil Meclislerden yeni “soykırım kararları” çıkartmak”, meclislerce alınmış kararların bir bir geri alınacağı günlere gelinmiştir, yeter ki “soykırım yalanları” ortak paydamızda birleşelim.

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

Saygılarımızla,
TALAT PAŞA KOMİTESİ – Avustralya Temsilciliği

ARMENIAN GENOCIDE IS AN INTERNATIONAL LIE

main-left-ataturk-en

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

main-left-ataturk

Talat Paşa Komitesi – İki Farklı Stratejik Hedef

talat-pasa-komitesi-logo-new

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

Taktik adımlar, stratejik bir hedefe yönelen yoldaki basamakları oluşturur. Dolayısıyla taktik bir siyasal çıkış, nihai bir sonuç gibi “kendi içinde” ele alınamaz. Önemli olan, stratejik süreç içindeki konumudur. Her basamak, yeni basamakların yolunu döşer. Onun için belirlenmesi gereken, bir taktik adımın hangi yeni basamaklara ulaşılmasını imkân dahiline soktuğudur.

‘Dokuz dilde taziye’nin hizmet ettiği hedef

Erdoğan’ın 24 Nisan’a ilişkin “dokuz dilde taziyesi” hangi stratejik hedefe yöneliktir? “Ermeni Soykırımı Yalanı”, emperyalist sistemin bir aracıdır. Hizmet ettiği stratejik hedef, Cumhuriyetimizin temelini gayrimeşru ilan edip, milli devletimizi zaafa uğratmaktır.

Tehcir, 1915’te Ermeni çetelerine karşı cephe gerisinin güvenliğini sağlamak için alınmış zorunlu bir önlemdir. Bu güvenlik sağlanmasaydı, Çanakkale Müdafaası olmazdı. Mehmet Akif’in Çanakkale Şehitleri şiiri olmazdı. Ekim Devrimi’ni olanaklı kılan koşullar oluşmazdı. Ama en önemlisi Kurtuluş Savaşımızın başarısı ve Cumhuriyet Devrimimiz belirsiz bir tarihe ertelenirdi. Bugün 24 Nisan’ı meşrulaştırıp, tehciri “insanlık dışı” ilan etmek, vatan savunmasını gayrimeşru ilan etmek demektir. Bugün ülkemize yönelik bölücü girişimlere karşı mücadelede milletimizi ikircik içinde bırakmayı amaçlamaktadır.

Obama’nın ezberi

“Ermeni Soykırımı Yalanı”nın, Türkiye’nin NATO üyesi olduğu “Soğuk Savaş” döneminde uzun bir süre “askıda tutulmuş” olması, bu yalanın esas kaynağı açısından anlamlıdır. Diplomatlarımıza yönelik ASALA terörünün 1970’lerin sonunda başlaması tesadüfi değildir. Bu dönem, hem Türkiye’nin NATO’ya rağmen gerçekleştirmiş olduğu Kıbrıs Harekatı’nın hemen ertesidir, hem de ABD’nin Ezilen Dünya’nın milli devletlerini bölme ve toptan tasfiye etme hedefini güden “küreselleşme harekatı”nın hemen öncesidir.

Erdoğan’ın “taziye iletisi”, kimileri tarafından “ezber bozma” olarak göklere çıkarılmaktadır. Oysa bu ileti, Obama’nın “Meds Yeghern” (“Büyük Felaket”) ezberinin uyarlanmış bir kopyasından başka bir şey değildir. Bu iletiyi ABD ve Batı’da “olumsuz” karşılayanlar da, “olumlu” karşılayanlar da aslında aynı gerekçeye dayanmaktadır. Diaspora, “Ama hâlâ soykırım demedi” derken, ABD Dışişleri Sözcüsü, “Bunun, gerçeklerin tam, dürüst ve adil şekilde kabul edilebileceğine yönelik olumlu bir işaret olduğuna inanıyoruz” demektedir. Her ikisi de tutumlarını, yol haritası üstünde bir sonraki basamağa göndermeyle dile getirmektedir.

‘Taziye’nin zamanlaması

Üstelik bu “taziye”, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Sayın Doğu Perinçek’in açtığı davada, “Ermeni Soykırımı yalandır” demeyi yasaklayan İsviçre aleyhine karar verdiği koşullarda gündeme getirilmiştir. Talat Paşa Komitesi’nin Sayın Rauf Denktaş önderliğinde Batı merkezlerinde yürüttüğü savaşımı taçlandıran bu başarı, “Ermeni Soykırımı Yalanı”na karşı mücadelede bir dönüm noktasıdır. Mücadelenin özünde vatan savunmasının meşrulaştırılması yatmaktadır. Erdoğan’ın “taziye iletisi”, Türkiye adına kazanılmış bu başarının uluslararası düzlemdeki etkilerini silmeye yöneliktir. ABD’nin gözüne girme çabasıyla soykırım savlarına yapılan bir hayat aşısıdır. Ülkemizin kendini savunma gücüne darbe indiren bir adımdır.

İki farklı stratejik hedef

Ermeni yurttaşlarımızla gönül ve kader birliğimiz ancak hakikatler temelinde, bağımsız ve başı dik bir Cumhuriyet çerçevesinde pekiştirilebilir. Soykırım yalanına güç veren her tutum, aramıza sokulan yeni bir kama işlevi görür. Ermenistan’la da, diğer komşu ülkelerimizle de, Batı ülkeleriyle de olan ilişkilerimizin normalleştirilmesi bugün yakıcı bir gereksinimdir. Soykırım yalanına güç veren her tutum, bu ilişkilerin mevcut anormalliğini pekiştirmekten başka hiçbir şeye yaramaz. Çünkü normal ilişkiler ancak birbirinin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı, karşılıklı saldırmazlık ve iç işlerine karışmama, eşitlik ve karşılıklı yarar temelinde kurulabilir.

Bugün ülkemizdeki siyasal tutumları ayrıştıran etken, birbirine taban tabana zıt iki stratejik hedeftir. Bunlardan biri, Atatürk Devrimi’nin tasfiyesiyle milli devleti yıkıma uğratılmış, her türlü bölücülük ve dış müdahaleye karşı savunmasız hale getirilmiş bir Türkiye’dir. Diğeri de, yeniden Atatürk Devrimi yoluna girerek devrimini tamamlamış, köken ve inançları ne olursa olsun eşit yurttaşların milli birliğine dayalı, “Yurtta barış, dünyada barış”ı kendine ilke edinmiş bağımsız ve başı dik bir Türkiye’dir. Günümüzde atılan her siyasal adımın değerlendirilmesinin ana ölçütü, bu iki stratejik hedeften hangisine hizmet ettiğidir.

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

Saygılarımızla,
TALAT PAŞA KOMİTESİ – Avustralya Temsilciliği

ARMENIAN GENOCIDE IS AN INTERNATIONAL LIE

main-left-ataturk-en

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

main-left-ataturk

Talat Paşa Komitesi – ATALARIMIZ DEDELERİMİZ ERMENİ KATİLİ DEĞİLDİR – Haluk Tarcan

talat-pasa-komitesi-logo-new

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

ATALARIMIZ DEDELERİMİZ ERMENİ KATİLİ DEĞİLDİR

KARŞIMIZDA Ermeniler değil Emperyalistler vardır.

Anadolu’yu yutmak için Ermenileri tetikçi olarak kullanmışlar, onları katil rolüne itmişlerdir.

Ermenilerin içindeki bazı maceracı yöneticiler, asla kâğıda geçirilmemiş ancak verilmiş söz olarak havada kalan “Büyük Ermenistan” ve “Küçük Ermenistan” sözüne kanmışlardır.

Doğu Anadolu’da ‘Büyük Ermenistan’ı kurmak için Türk çoğunluğu azınlık haline düşürmek üzere teammüden, yani bir plan dahilinde Türkleri katletmdeye başlamışlardır.

Sloğanları ise şuydu: “Eğer bir Ermenistan istiyorsan Türk komşunu öldür!… (A. Yaman, Ermenilerin âmâl ve Harekât –İhtilâlliyesi 1916-Ortağ Yayın Evi 1973)

Bu davranış soykırım tarifine uymaktadır ve bu nedenle bir ‘Türk soykırımı’ vardır.

BU YAZIYI DAĞITINIZ

Değerli vatandaşlarımız, bu gerçekleri okuyunuz, ezberleyiniz, ezberletiniz, dağıtınız.

Atalarımız, dedelerimiz Ermeni katili değildirler.

Emeryalistlerin klâsik oyunları; Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda Ermeni delegasyonu başkanı Bogos Nubar Paşa 27 Şubat 1919’da…Rus ordusunda savaşan 150 bin gönüllü ve 40 bin Komitacı ile içeride Osmanlılara karşı savaştık artık söz verdiğiniz gibi, ‘Kafkaslarda Ermenistan ve Doğu Anadolu’da 7 il ve Kilikya’dan oluşan bağımsız Ermeni Cumhuriyeti’nin kurulmasının’ gerçeğe dönüştürülmesi ni istedi!… Lloyd George-İngiliz Başbakanı-buna ‘Bu gerçek bir peri masalıdır’ diye cevap verdi (The About Peace Treaties, V2 Londres s. 1255. Kâmuran Gürün)

Fransa İmparatorlugu Orta Asya’nın limanları olan Adana, Mersin ve Güneydoğu’yu Mondros bırakışmasına karşı işgal etmişler ve Ermenilere-tarihte asla var olmamış olan –Küçük Ermenistan’ı kurma sözü vermişlerdi.

20 Ağustos 1920…Adana’nın işgali üzerine Küçük Ermenistan’ı gerçekleştirmek üzere ‘Vali Konağı’na yerleşmek istiyen Mihran Damacıyan ve arkadaşlarını’ Fransız Komutanı “Nedir bu gülünç komedi?” diye geri çevirmiştir. (Prof. E. Feigl’un mythe de la terreur, Druchaus Nontal Salzburg 1991)

Ermeniler korkunç bir şekilde iki kere aldatılmışlardır. Şimdi de tüm dünyayı ‘büyük yalanla’ aldatmaya devam etmektedirler. Ama güneş balçıkla suvanmaz.

Ermeniler 600 yıl kardeşçe yaşadığımız ‘millet-i sadaka sıfatını kazanmış olan sizler gelin, bu hırçınlıktan vazgeçin, Türk ve Ermeni halkını birbirine düşürmüş olan emperyalistlere karşı beraberce hesap soralım.

Halûk TARCAN –(CNRS-Paris)

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR.

Saygılarımızla,
TALAT PAŞA KOMİTESİ – Avustralya Temsilciliği

ARMENIAN GENOCIDE IS AN INTERNATIONAL LIE

main-left-ataturk-en

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

main-left-ataturk

Talat Paşa Komitesi – Duyuru – 28 Nisan 2014

talat-pasa-komitesi-logo-new

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

30 yıl önce bugün 28 Nisan 1984 tarihinde ASALA teröristlerinin hedefinde evlerinden işlerine gitmek için ayrılan T.C. Tahran Büyükelciliği Sekreteri Sadiye YÖNDER ve esi Işık YÖNDER vardı.
Uğradıkları silahlı saldırı sonucu ne yazık ki Işık YÖNDER yaşamını yitirdi. Işık Yönder’e Tanrı’dan rahmet diliyoruz.
isik-yonder Her yıl 24 Nisan günü dünyanın dört bir yanında “soykırım” yalanlarıyla ortaya çıkan Ermeni Diyasporasını ve onların borazanı politikacıları görüyoruz.
Peki ama neden 24 Nisan?  Çünkü 24 Nisan “Tehcir (zorunlu göç)”ün başlangıç tarihi olarak kabul edilir. Ermeniler, tehciri soykırımın nedeni olarak görürler. Onlar için “tehcir” demek “soykırım” demektir.  Tehcir’i tüm dünyaya “gayri-insani” yani insanlık dışı olarak anlatmaya çalışırlar.
Gerçekte öylemidir?
Tehcir, Ermenistan’ın ilk başbakanı Ovannes Kacaznuni’nin belirttiği gibi “Türkiye’nin vatan savunmasıdır”.
Ermeni sorunu için 1915 koşullarında tek ve en insancıl çözüm olan tehciri insanlık dışı görenler ya Taşnak ve Hınçak Ermenileridir yada Ermeni işbirlikcileri.
Ermeniler ne istemektedir? Sonuçta Türkiye’den “parcel parcel” toprak… Bunu da İngilizcede şöyle formule ederler;
Propaganda for Armenia + Recognition + Compensation Enquires + Land
Yani “Soykırım propogandası +Parlementolar tarafından tanınma +Tazminat +Toprak”.
Peki ama tazminat ve toprak istemenin kararını dünya parlementoları mı verir? Tabii ki hayır.
Aynı bir kişinin başka bir kişiden tazminat istemesindeki anlaşmazlılklarda nasıl hükmü, hukuk verirse, toplumlararası anlaşmazlıkları da uluslararası hukuk çözer.
Hukukun işlemesi için ”ispat” gerekir. Yani Ermeniler “soykırım” iddialarını ispat etmek durumundadırlar, arşivleri ve tarihsel kanıtları kullanarak.
Soykırımın emperyalist bir yalan olduğunu çok iyi bilen Ermeni diyasporası hukuk yolundan kaçar ve dünya parlementolarını yanıltarak kendilerini haklı gibi göstermeye çalışır, bunda da kısmen başarılı olur.
Fakat bu boş bir çabadır. Dünyanın tüm parlementoları Ermeni tezini desteklese bile son sözü “hukuk” söyler.
Hukuk, 17 Aralık 2013’te Lozan’da kararını vermiştir.
İsviçre Parlementosu’nun Ermeniler lehine aldığı karar TALAT PAŞA KOMİTESİ tarafından bozdurulmuştur. Doğu Perinçek’in AİHM’de kazandığı zafer dünyanın tüm mahkemelerine örnek niteliktedir. Parlementoların yanlış aldığı kararlar eğer hukuk yoluna başvurulursa geçersiz sayılır çünkü Lozan’da alınan karar bir örnek oluşturur.
17 Aralık 2013 tarihinde T.C.’nin eli şimdiye kadar hiç olmadığı kadar güçlenmiştir. Bunu AKP hükümetinin Dışişleri bakanb Ahmet Davutoğlu “bu Ermeni davasında bir milattır” diyerek onaylamıştır.
Fakat bu kozumuzu Avustralya da dahil her yerde kullanmak ve Ermeni Diyasporasını kendi yalanlarında boğmak varken, ilk önce Mr Obama’nın onayından geçen konuşmasında AKP hükümetinin başbakanı tehciri insanlık dışı olarak tanımlamaktadır.
Oysa Balkanlardan ve Kafkasya’dan Anadolu’ya olan Türk ve Müslüman göçlerindeki ölümler ve acılar Ermeni tehcirindekinden kat kat fazladır.
Bu talihsiz konuşmaya şaşırmamak gerek çünkü bizler 8 Mayıs 2013 sonrası NSW Toplumla İlişkiler Bakanı Victor Dominello ile görüşmeye gittiğimizde kendisi bize demişti ki “Siz neden 8 Mayıs önergesinden rahatsız oluyorsunuz anlamıyorum, bakın ne güzel T.C. Başbakanı Ermeni sorununu anlıyor”.
Evet, KEK’i (Kürt açılımı, Ermeni açılımı, Kıbrıs açılımı) hazırlayıp servis etmekle sorumlu BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) eşbaskanı Türk tezini hiçe sayıp tehciri gayri-insani ilan etmiştir.
Bu arada yalancı diyaspora NSW’de boşmu durmaktadır?
Hedefleri “NSW Parlementosu” dur. Butun etkinlikleri buna göre yaparlar.
Yunanistan Büyükelçisi yanına Sydney Başkonsolosunu ve Yunanistan’dan gelen 2 diplomati alıp NSW Parlemento başkanını ziyaret etmiş ve “8 Mayıs nede güzel oldu, devamını bekleriz” niteliğinde görüş belirtmiştir.
Ermeniler ise şehit diplomatımız Kemal Arıkan’ın katilinin akrabasını NSW Parlementosunda konuşturma girişimindedirler. Daha önce de “Lizbon 5’lisi” diye katil teröristleri Avustralyalı yetkililerin önünde “kahraman” ilan ettikleri gibi.
Çok acıdır ki bizlerin sayı olarak ortalama her hafta bir diplomat şehidi varken, şehit akrabalarını getirip burada konuşturamıyoruz…  AİHM’de lehimize alınan kararı bile ilgili akademisyenleri ve hukukcuları getirip NSW Parlementosuna  anlatmaktan aciziz. Eğer Lozan’daki bu karar Ermenilerin lehine çıksaydı herhalde gökkubbeyi aşağıya indirirlerdi.
Ermeni diyasporası Fransa Cumhurbaşkanının desteğine ve T.C. Başbakanının taziyelerine bakıp tozpembe hayallere kapılmasın…
Bu hayallerin pembesi gidecek, tozu kalacak…
Çünkü hukuk bizden yanadır, çünkü

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR.

Saygılarımızla,
TALAT PAŞA KOMİTESİ – Avustralya Temsilciliği

ARMENIAN GENOCIDE IS AN INTERNATIONAL LIE

main-left-ataturk-en

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

main-left-ataturk

Talat Paşa Komitesi – Duyuru – 8 Nisan 2014

talat-pasa-komitesi-logo-new

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

8 Nisan 1982 günü ne oldu?

Monarşik diktatorlüğü yıkıp, yerine özgür, demokratik, laik ve parlementer bir rejime sahip Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Yüce Önder Atatürk’un eserine sahip çıkma uğruna 32 yıl önce bugün 8 Nisan 1982 tarihinde anavatanımızdan binlerce kilometre uzakta, Ottawa/Kanada’da Ticaret Müşavirimiz Kani GÜNGÖR’e alçak Ermeni terör örgütü ASALA pusu kurarak saldırdı.
Bu saldırıda ağır yaralanan 26 yaşındaki bu genç diplomatımız ömrnün kalan bölümünü felç olarak geçirdi.  29 Ocak 2008 Salı günü hayata gözlerini yumdu ve ardından bir ömür dolu mücadelesi ile anıldı. Devlet töreniyle uğurlanan eski ticaret müşaviri Kani Güngör, arkasında örnek olacak bir yaşam ve hukuk mücadelesi bıraktı.

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in cenazesinde “Türkiye’nin dış ticaret hacmine baktığımız zaman yaklaşık 7-8 milyar dolardı. Bugün 280 milyar doları aşıyorsak onlar sayesinde sağladık” dediği eski ticaret müşaviri Kani Güngör, hayatı boyunca yılmadan mücadele etti.

Saldırı sonrasında insanüstü bir başarı göstererek tekerlekli sandelyeyle duruşmalara katılan Güngör teröristlerin mahkum olmalarını sağlamıştı. 

kani-gungor“ERMENİ  SOYKIRIMI  ULUSLARARASI  BİR  YALANDIR” diyen bizler inaniyoruz ki Türkler ile Ermeniler aynı coğrafyada  yüzyıllarca barış içerisinde yaşamışlardır. 1915 ve sonrasında gelişen olaylar Batılı Emperyalistlerin tahriklerinin sonucu olarak gerçekleşmiştir. Her iki taraf da büyük acılar çekmiştir.  Batı “Sözde Soykırım” iddialarını, kendi emperyalist amaçları için kullanarak sürekli gündemde tutmaktadır.

Sıradan Ermeni halkı ile kin ve nefret üzerinden siyaset yapan Ermeni Diyasporası arasında büyük fark vardır.

Her Türk aydını bu farkı kavramak zorundadır yoksa emperyalist devletlerin oyununa gelmek çok kolay olur.

Aynı şekilde her Türk aydını 1915-1923 yılları arasındaki süreci, Kurtuluş Savaşımizı ve Ermeni İsyanını çok iyi incelemek ve anlamak  durumundadır. Bunların iyi bilinmemesi Atatürk ve Ermeni meselesi hakkında okumuş insanlarımızın bile cahilce davranmalarına yol açar.   

Bu bağlamda, ASALA’nın masum insanlara karşı “Ermenilik” adına yaptığı katliamları 1982 yılında Taksim Meydanında kendini yakarak protesto eden ve ne yazik ki kurtarılamayan Artin Penik isimli Ermeni vatandaşımızı saygıyla anıyoruz.

Bakin Büyük Atatürk ne diyor;
“Türkler tarafından Ermeniler aleyhinde katliam, uydurulmuş rivayetler ve daha önce yayılmış bir takım yalan ve iftiralardan ibarettir. Bunların kat’iyyen doğru değildir. Bu hakikatin belgelendirilmesi için tarafsız heyetlerin memleketimizde kemal-i serbesti ile icra-yı tahkikat eylemelerini memnuniyetle kabul ederiz.”

Bizim amacımız gerçeklerin ortaya çıkmasıdır. Ermeni Diyasporasının her yıl 24 Nisan’da dünya parlementolarında piyasaya surduğu yalanların son bulmasıdır.

Gerçek “ERMENİ  SOYKIRIMI  EMPERYALİST  BIİ  YALANDIR”  şeklindedir  ve bu  arşivler incelenerek tarihciler tarafindan eninde sonunda ortaya çıkarılacaktır.   

Avustralya’da da Ermeni yalanlarına geçit verilmeyecektir.

Saygılarımızla,
TALAT PAŞA KOMİTESİ – Avustralya Temsilciliği

ARMENIAN GENOCIDE IS AN INTERNATIONAL LIE

main-left-ataturk-en

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

main-left-ataturk

Talat Paşa Komitesi – Duyuru – 9 Mart 2014

talat-pasa-komitesi-logo-new

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

Bundan tam 31 yıl önce bugün,  9  Mart 1983 günü ne oldu?

Türkiye Cumhuriyeti’nin Yugoslavya Büyükelçisi Galip BALKAR ve şöförü Necati KAYAR yolda giderlerken kendilerini izleyen ASALA üyesi terorist Ermeniler tarafından pusuya düşürülüp ağır yaralanmışlar ve ne yazık ki 2 gün sonra aşağıda resmini gördüğünüz Türk milletinin bu seçkin evladı Galip BALKAR kurtarılamayarak şehit olmuştur.
Ayrıca bu hain teröristler (Kirkor Levonyan ve Raffi Aleksandir Elbekian) olay yerinde genç bir öğrenciyi de öldürmüş, 2 masumu da ağır yaralamışlardır.  Yakalanan teröristler sadece 20 yıl hapis cezasına çarptırılmışlardır.

galip-balkarGalip BALKAR   1936 – Olmedi,  Kalbimizde Yasiyor….
Allah sehitimizin ruhunu sa’ad etsin…

Lütfen aşağıdaki linki izleyiniz ve izlettiriniz.
http://www.youtube.com/watch?v=DUsT09w1ExY

Bugün dünyada Türkiye aleyhine sürdürülen propagandaların başında şüphesiz Ermenilerin “Sözde Soykırım” yalanları gelmektedir. Ermeni Diasporasının bu yalanlarında başarı sağladığı bir gerçektir zira bugün kendileri birer soykırımcı olan devletlerin parlamentoları sözde soykırımı tanımak için birbirleriyle yarışmaktadırlar.
Türk Genci’nin kendi tarihini ve atalarını “soykırımcı” olarak tanıması hedefleniyor ve Uluslararası ilişkilerde Türkiye’nin zora girmesi ve Ermeni iddialarını kabul etmesi ve ardından yüklü tazminatlar ödemesi, son olarak da Ermenilerin “Hak ettikleri(!)” toprağı Ermenistan’a vermesi öngörülüyor.
İşte bizim amacimiz bu yalanlarla mücadele etmektir.

ERMENİ SOYKIRIMI EMPERYALİST BİR YALANDIR fakat 1915’li yıllarda her iki tarafında çok büyük acılar çektiği bir gerçektir.
İşte Türk tezi olan bu gerçek dünyaya anlatılmalıdır.
Türk tezinin ilk somut kazanımı 17 Aralık 2013 tarihinde Lozan’da olmuştur.
Tarihte soykırımın el kitabını yazan, soykırımın ustası olanlar Ermeni Taşnaklardır, Ermeni Hinçaklardır…
Ermenilerin bizimle ilk tanışması 1018’de Çağrı Bey’in Van gölü çevresine yerleştirdiği Türklerle olmuştur. Bu tanışmadan sonra bin yıllık ilişkiler malum… Hep katledilen, öldürülen, tecavüze uğrayan, arkadan vurulan biz olmamıza rağmen hiç konuşmadık, .
Tarihimiz boyunca Ermenilerin Türklere yaptıkları “SOYKIRIM” ları üç bölümde inceleyebiliriz:

  1. Osmanlı’nın çöküş döneminde başlayan, batı destekli soykırımlar (1915 olayları),
  2. 1973 yılında Los Angeles’te başlayan ve diplomatlarımızı hedef alan ASALA’nın soykırımı,
  3. Ermenistan’ın Azerbaycan’ı işgali sırasında Ermenilerin yaptığı soykırımlar.

Bunları daha sonra ayrıntıları ile anlatacağız.
Tehcir’in (zorunlu göç) bir soykrım olmadığını en iyi bilen millet Ermenilerdir. Buna rağmen tazminat ve toprak peşinde olan ve bu büyük emperyalist yalanı bir geçim kapısı haline getiren Ermeni diyasporasının eli kanlı yöneticileri sürekli yalan propogandalarla parlementoları kendilerine alet etme çabalarına devam etmektedirler.
Ermeni+Suryani+Yunan gençlerini Türk gençlerine düşman ederek Avustralya’nın bile düzenini bozmayı göze alan bu insanlık düşmanları, 2015’e yaklaşırken dozlarını arttırmaya devam etmektedirler.
Avustralya Türk toplumuna verilen mesaj “siz merak etmeyin, Ermeni soykırımı konusu Avustralya’da Federal Parlemento düzeyine gelmez” şeklinde olurken, Ermeni, Suryani ve Yunan kökenli eyalet ve federal milletvekilleri ve işbirlikçileri tüm güçleri ile diğer milletvekilerinin akıllarını çelmeye çalışmaktadırlar.
Hedef 24 Nisan 2015’te Avustralya Federal Parlementosu’ndan sözde “Ermeni+Suryani+Yunan soykırımları” önergesini geçirmek…
Bu aşamada NSW Türk toplumu liderlerine büyük sorumluluk düşmektedir. Dernek üyelerimizi ve toplum bireylerimizi konudan haberdar ederek, konuyu sıcak tutarak ve sözde soykırım yalanlarıyla mucadele eden etkinliklere katılarak…

Saygılarımızla,
TALAT PAŞA KOMİTESİ – Avustralya Temsilciliği

ARMENIAN GENOCIDE IS AN INTERNATIONAL LIE

main-left-ataturk-en

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

main-left-ataturk

Talat Paşa Komitesi – Duyuru – 4 Mart 2014

talat-pasa-komitesi-logo-new

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

Bundan tam 33 yıl önce bugün,  4  Mart 1981 günü ne oldu?
Türkiye Cumhuriyeti’nin Paris Büyükelçiliği Çalışma Ateşesi Reşat MORALI ve din görevlisi Tecelli ARI, Paris’te, ofislerinden çıkıp arabaya binecekleri sırada pusuda bekleyen ASALA üyesi iki Ermeni teröristin kalleş saldırısına uğradılar.
Aşağıda resimlerini gördüğünüz, Reşat MORALI olay yerinde, Tecelli ARI ise kaldırıldığı hastahanede şehit oldular.

resat-moraliReşat MORALI
04.03.1981
Labour Attaché
Paris

tecelli-ari Tecelli ARI
04.03.1981
Religious Affairs Attaché
Paris

Kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Ruhları şa’ad olsun.    
20. yüzyılda, batının en önemli merkezlerinde, Türk milletinin “en seçkinlerinden” diye niteliyebileceğimiz diplomatlarımıza yönelik  “soykırım” düzenleyen Ermeni teröristlerin bu saldırısı, sadece Paris’teki 3. katliamdı.   
Arkadaşlar, farkında olmak düşmanı bertaraf etmenin ilk koşuludur.
Bizler, 2015 yılı için Ermeni diasporasinin tüm dünyada yoğun bir şekilde hazırlanmakta olduğunu biliyoruz.
Geleceğimizi bağladığımız Avustralya’da, Ermeni Diasporasının olası bir kazanımı, Çanakkale’de doğan TÜRKIYE-AVUSTRALYA dostluğunu da olumsuz etkileyecek olup, onlara “bir taşla iki kuş vurma” şansı verecektir.
Bu fırsatı Ermeni Diasporasına vermemek için çalışmalarımızı yoğunlaştırmalıyız.
Çocuklarımıza “katillerin torunları” iftirasini atmak isteyenlere verilecek en güzel cevap, gençlerimizde “dedem katil değildi, katledilendi” bilincini yerleştirmek olacaktır.
Bu bağlamda aşağıdaki linki tıklayip, “Büyük Yalan: Ermeni Soykırımı” belgeselinin 1. bölümünü lütfen izleyiniz ve izlettiriniz.  

http://www.youtube.com/watch?v=WbcBYJSCvIY

TALAT PAŞA KOMİTESİ – Avustralya Temsilciliği olarak aşağıdaki etkinlikleri planlamaktayız.

  1. ASALA tarafından şehit edilen diplomatlarımızın sayısını bir yılda bulunan 52 hafta ile orantıladığımızda hemen hemen hafta başına bir şehit düşmektedir. Sizlere bugünkü örnekte olduğu gibi “Şehit Diplomatlarımızı Anma” e-postası gönderecegiz. Sizden istediğimiz; bu özel günlerde dernek toplantılarınız varsa 1 dakikalık saygı duruşu yaparak şehitlerimizi anmanız, kutsal mekanlarımızda, arkadaş sohbetlerinde, aile içinde, v.b  konuyu gündeme getirerek sıcak tutmayı sağlamanız.  Amaç; 2015’e hazırlıklı olmak.
  2. Eğer mümkün olursa, temsilciliğimiz önderliğinde ve Türkiye’deki vatansever arkadaşlarımızın yardımlarıyla şehit edilen diplomatlarımızın, 1. derece akrabalarına ulaşıp birer roportaj yapacağız. Bunları kaydedip İngilizce olarak eyalet ve federal milletvekillerine gönderip izlemelerini sağlayacagız.  Amaç; Türk tezinin (yani gerçeklerin) Avustralya makamlarınca daha  kolay algılanması için destek sağlamak.
  3. Birbirimizi bilgilendirmek, ortak paydamızı güçlendirmek ve Ermeni yalanlarına karşı propaganda amaçlı haftalık toplantılar yapmak.    
  4. Türkiye’den sözde Ermeni Soykırımı konusunda uzman akademisyenleri getirip Türkçe ve İngilizce olarak konferanslar düzenlemek.

Saygılarımızla,
TALAT PAŞA KOMİTESİ – Avustralya Temsilciliği

ARMENIAN GENOCIDE IS AN INTERNATIONAL LIE

main-left-ataturk-en

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

main-left-ataturk

Talat Paşa Komitesi – Duyuru – TURKISH DIPLOMATS KILLED BY ARMENIAN TERRORISTS

talat-pasa-komitesi-logo-new

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

ARMENIAN GENOCIDE IS AN INTERNATIONAL LIE

TURKISH DIPLOMATS KILLED BY THE ARMENIAN TERRORISTS DURING THEIR DUTY

The main targets of Armenian terror organizations, ASALA in particular, were now being chosen from among Turkish diplomats abroad. The first of the series of terrorist attacks was carried out against Mehmet Baydar, the Turkish Consul General in Los Angeles and his Deputy, Bahadir Demir. The assassinations were perpetrated by an Armenian by the name of Gurgen Yanikan in 1973. This individual action turned into organized Armenian terror as of 1975 and further escalated as of 1979. 110 acts of terror were carried out by Armenian terrorists in 38 cities of 21 countries. 39 of these were armed attacks, 70 of them bomb attacks and one was an occupation. 42 Turkish diplomats and 4 foreign nationals were assassinated in these attacks, while 15 Turks and 66 foreign nationals were wounded.

Date    City / Official Duty Full Name
27.01.1973 Santa Barbara / Consul General Mehmet BAYDARmehmet-baydar
Santa Barbara / Consul Bahadır DEMİRbahadir-demir
22.10.1975 Vienna / Ambassador Danış TUNALIGİLdanis-tunaligil
24.10.1975 Paris / Ambassador İsmail EREZismail-erez
Paris / Driver Talip YENERtalip-yener
16.02.1976 Beirut / First Secretary Oktar CİRİToktar-cirit
09.06.1977 Vatican City / Ambassador Taha CARIMtaha-carim
02.06.1978 Madrid / Ambassador’s wife Necla KUNERALPnecla-kuneralp
Madrid / Retired Ambassador Beşir BALCIOĞLUbesir-balcioglu
12.10.1979 The Hague / Ambassador’s son Ahmet BENLERahmet-benler
22.12.1979 Paris / Tourism Counsellor Yılmaz ÇOLPANyilmaz-colpan
31.07.1980 Athens / Administrative Attache   Galip ÖZMENgalip-ozmen
Athens / Administrative Attaché’s daughter Neslihan ÖZMENneslihan-ozmen
17.12.1980 Sydney / Consul General Şarık ARIYAKsarik-ariyak
Sydney / Security Attaché Engin SEVERengin-sever
04.03.1981 Paris / Counsellor for Labour Affairs Reşat MORALIresat-morali
Paris / Counsellor for Religious Affairs Tecelli ARItecelli-ari
09.06.1981 Geneva / Secretary M.Savaş YERGÜZmehmet-savas-yerguz
24.09.1981 Paris / Security Attaché Cemal ÖZENcemal-ozen
28.01.1982 Los Angeles / Consul General Kemal ARIKANkemal-arikan
08.04.1982 Ottawa / Counsellor for Commercial Affairs Kani GÜNGÖRkani-gungor
04.05.1982 Boston / Honorary Consul General    Orhan GÜNDÜZorhan-gunduz
07.06.1982 Lisbon / Administrative Attaché Erkut AKBAYerkut-akbay
27.08.1982 Ottawa /Colonel, Military Attaché Atilla ALTIKATattila-altikat
09.09.1982 Bourgas / Administrative Attaché Bora SÜELKANbora-suelkan
08.01.1983 Lisbon / Administrative Attaché’s wife, wounded in the armed assault directed against her husband Erkut Akbay on 07 06 1982, died on 08 01 1983 Nadide AKBAYnadide-akbay
09.03.1983 Belgrade / Ambassador Galip BALKARgalip-balkar
14.07.1983 Brussels / Administrative Attaché Dursun AKSOYdursun-aksoy
27.07.1983 Lisbon / Counsellor’s wife Cahide MIHÇIOĞLUcahide-mihcioglu
28.04.1984 Teheran / Secretary’s wife Işık YÖNDERisik-yonder
20.06.1984 Vienna / Attaché for Labour Affairs Erdoğan ÖZENerdogan-ozen
19.11.1984 Vienna / International Official Enver ERGUNevner-ergun
07.10.1991 Athens / Press Attaché Çetin GÖRGÜcetin-gorgu
11.12.1993 Baghdad / Administrative Attaché Çağlar YÜCELcaglar-yucel
04.07.1994 Athens / Embassy Counsellor Haluk SİPAHİOĞLUhaluk-sipahioglu

mehmet-baydarMEHMET BAYDAR

27 January 1973

Los Angeles/USA

The Armenian assaults against Turkish citizens started in 1973 when Mehmet Baydar and Bahadir Demir, Turkish Consul General and Consul in Los Angeles, were murdered by a 78-year-old American Armenian named Gurgen (Karakin) Yanikian.

Inviting Baydar and Demir to the Baltimore Hotel in Santa Barbara by declaring that he wished to give a painting of Abdulhamid as a gift to Turkey, Yanikian shot the two Turkish diplomats dead. He was arrested for murder and sentenced to life imprisonment, Yanikian was paroled on 31 December 1984 and died shortly afterwards.

This incident, constituting the first assault against the Turkish diplomats, launched a chain of murders and became a template for the subsequent attacks by Armenian terrorists.


bahadir-demirBAHADIR DEMİR

27 January 1973

Los Angeles/USA

The Armenian assaults against Turkish citizens started in 1973 when Mehmet Baydar and Bahadir Demir, Turkish Consul General and Consul in Los Angeles, were murdered by a 78-year-old American Armenian named Gurgen (Karakin) Yanikian.

Inviting Baydar and Demir to the Baltimore Hotel in Santa Barbara by declaring that he wished to give a painting of Abdulhamid as a gift to Turkey, Yanikian shot the two Turkish diplomats dead. He was arrested for murder and sentenced to life imprisonment, Yanikian was paroled on 31 December 1984 and died shortly afterwards.

This incident, constituting the first assault against the Turkish diplomats, launched a chain of murders and became a template for the subsequent attacks by Armenian terrorists.


danis-tunaligilDANIŞ TUNALIGİL

Vienna/Austria

 22 October 1975

Turkey’s Vienna Ambassador Danis Tunaligil was murdered by three terrorists raiding the Embassy.

When the Turkish Airline Office in Beyrouth was bombed on 20 February 1975, the letter left in the location by ASALA’s Esir Yanikian group that undertook the attack’s responsibility declared that they would fight against the imperialists for the Armenians’ rightful case and that the attacks would aim at Turkey, Iran and United States and that this case was only a beginning.

On 22 October 1975, three persons bearing automatic weapons forced their way into the Turkish Embassy in Vienna, neutralised the guards and entered the Ambassador’s office. Receiving an affirmative reply to their question in Turkish to Danis Tunaligil if he were the Ambassador, they shoot him with automatic weapons. Tunaligil died on the spot and the murderers rapidly left the premises and fled in an automobile.


ismail-erezİSMAİL EREZ

Paris/France

 24 October 1975

Turkey’s Paris Ambassador Ismail Erez and his driver Talip Yener were murdered in the vicinity of the Embassy. The Ambassador’s car was ambushed at around 13.30 hours at the Bir Hakeim Bridge on Seine River and Ismail Erez and his driver Talip Yener were murdered by automatic weapon fire. The attack

was owned by an organisation that called itself the Armenian Genocide Justice Commandos.


talip-yenerTALİP YENER

Paris/France

 24 October 1975

Turkey’s Paris Ambassador Ismail Erez and his driver Talip Yener were murdered in the vicinity of the Embassy. The Ambassador’s car was ambushed at around 13.30 hours at the Bir Hakeim Bridge on Seine River and Ismail Erez and his driver Talip Yener were murdered by automatic weapon fire. The attack

was owned by an organisation that called itself the Armenian Genocide Justice Commandos.


oktar-ciritOKTAR CİRİT

Beyrouth/Lebanon

16 February 1976

Turkey’s Beyrouth Embassy First Secretary Oktar Cirit became the victim of Armenian terrorism while sitting at a hall. The attack was owned by the ASALA, which made its name known for the first time.



taha-carimTAHA ÇARIM

Rome/Italy

9 June 1977

Turkey’s Vatican Ambassador Taha Carim was killed by the cross fire of two terrorists in front of the Embassy’s residence. The attack was owned this time by the Armenian Genocide Justice Commandos organisation.

 

 

 



necla-kuneralpNECLA KUNERALP

Madrid/Spain

2 June 1978

Three terrorists opened fire on the car of Turkey’s Madrid Ambassador Zeki Kuneralp whose wife Necla Kuneralp and retired Ambassador Besir Balcioglu lost their lives in this attack owned by the organisation that called itself the Armenian Genocide Justice Commandos organisation. For the first time in this incident, a foreigner had lost his life in an attack directed against Turks. That was the Ambassador’s driver Antonio Torres.


besir-balciogluBEŞİR BALCIOĞLU

Madrid/Spain

2 June 1978

Three terrorists opened fire on the car of Turkey’s Madrid Ambassador Zeki Kuneralp whose wife Necla Kuneralp and retired Ambassador Besir Balcioglu lost their lives in this attack owned by the organisation that called itself the Armenian Genocide Justice Commandos organisation. For the first time in this incident, a foreigner had lost his life in an attack directed against Turks. That was the Ambassador’s driver Antonio Torres.

 



ahmet-benlerAHMET BENLER

The Hague/Netherlands

12 October 1979

Ahmet Benler, son of Turkey’s The Hague Ambassador Özdemir Benler, was killed in an armed attack. This case was owned separately by the ASALA and the Armenian Genocide Justice Commandos organisation.



yilmaz-colpanYILMAZ ÇOLPAN

Paris/France

22 December 1979

Turkey’s Paris Tourism Counsellor Yilmaz Colpan was murdered as a result of the attack by a terrorist. This case was the second attack in Paris of the Armenian terrorism. A person calling the news agencies thereafter said that the Armenian Genocide Justice Commandos was responsible for the assaults in Rome, Madrid and Paris and added that it was killing the Turkish diplomats because Turkey did not grant the rights of Armenians.



galip-ozmenGALİP ÖZMEN

Athens/Greece

31 July 1980

Turkey’s Athens Embassy Administrative Attaché Galip Özmen and his 14-year-old daughter Neslihan Özmen were killed in an armed attack by a terrorist while his wife Sevil Özmen and son Kaan Özmen survived though seriously wounded. The attack was owned this time by the ASALA.



neslihan-ozmenNESLİHAN ÖZMEN

Athens/Greece

31 July 1980

Turkey’s Athens Embassy Administrative Attaché Galip Özmen and his 14-year-old daughter Neslihan Özmen were killed in an armed attack by a terrorist while his wife Sevil Özmen and son Kaan Özmen survived though seriously wounded. The attack was owned this time by the ASALA.

 



sarik-ariyakŞARIK ARIYAK

Sydney/Australia

17 December 1980

Turkey’s Sydney Consul General Sarik Ariyak and his security guard Engin Sever became the victims of Armenian terrorism.

Aside from this case,

– Dogan Türkmen, Turkey’s Ambassador to Switzerland, came out alive from the attack on 6 February 1980 in Bern,

– Fire was opened on 17 April 1980 on the official car of Turkey’s Vatican Ambassador Vecdi Türel. Both Türel and his security guard Tahsin Güvenc were wounded in this attack, and

– Selcuk Bakkalbasi, the Press Attaché of Turkish Embassy in Paris, was wounded in an armed attack on 26 September 1980.


engin-severENGİN SEVER

Sydney/Australia

17 December 1980

Turkey’s Sydney Consul General Sarik Ariyak and his security guard Engin Sever became the victims of Armenian terrorism.

Aside from this case,

– Dogan Türkmen, Turkey’s Ambassador to Switzerland, came out alive from the attack on 6 February 1980 in Bern,

– Fire was opened on 17 April 1980 on the official car of Turkey’s Vatican Ambassador Vecdi Türel. Both Türel and his security guard Tahsin Güvenc were wounded in this attack, and

– Selcuk Bakkalbasi, the Press Attaché of Turkish Embassy in Paris, was wounded in an armed attack on 26 September 1980.


resat-moraliREŞAT MORALI

Paris/France

4 March 1981

Resat Morali and Tecelli Ari, Counsellors of Labour and Religious Affairs at the Turkish Embassy in Paris were attacked by two terrorists when they were taking their car in front of the Labour Attaché’s office. Morali was killed on the spot while the Religious Affairs Attaché Ari succumbed to death at the hospital where he was rushed with serious wounds. The attack was owned by ASALA in this third murderous attack of the Armenian terrorism and Turkey gave a protest note to France for not properly protecting the Turkish diplomats.


tecelli-ariTECELLİ ARI

Paris/France

4 March 1981

Resat Morali and Tecelli Ari, Counsellors of Labour and Religious Affairs at the Turkish Embassy in Paris were attacked by two terrorists when they were taking their car in front of the Labour Attaché’s office. Morali was killed on the spot while the Religious Affairs Attaché Ari succumbed to death at the hospital where he was rushed with serious wounds. The attack was owned by ASALA in this third murderous attack of the Armenian terrorism and Turkey gave a protest note to France for not properly protecting the Turkish diplomats.


mehmet-savas-yerguzM. SAVAŞ YERGÜZ

Geneva/Switzerland

9 June 1981

Mehmet Savas Yergüz, Secretary of the Turkish Consul General in Geneva, lost his life in an armed attack shortly after leaving the office for going home. The attack was owned by the ASALA. Mardiros Camgozian, the Lebanese Armenian terrorist arrested after the attack, received a 15-year imprisonment sentence.

 


cemal-ozenCEMAL ÖZEN

Paris/France

24 September 1981

Four Armenian terrorists occupying the premises housing the Turkish Consulate General and the office of Cultural Attaché, hostaged 56 Turkish officials and citizens and killed security guard Cemal Özen who attempted to attack and wounded Consul General Kaya Inal. The terrorists wanted Turkey to release 12 political detainees and to send them to Paris. As they realised that this demand would not be complied with, they surrendered to the police some 15 hours after. Turkey warned France once more and France demented the attack that was owned by the ASALA. Four Armenian terrorists named Vasken Sakoseslian, Kevork Abraham Gozlian, Aram Avedis Basmacian and Agop Abraham Turfanian, received 7-year imprisonment sentences. The court verdict received a large dissentment in Turkey.

Also in 1981,

– Turkey’s Copenhagen Labour Attaché Cavit Demir came out with small arm wounds on 2 April in the lift of the apartment house where he lived, and

– Turkey’s Rome Embassy Second Secretary Gökberk Ergenekon survived with minor wounds an attack that was directed against him on 25 October on a street.


kemal-arikanKEMAL ARIKAN

Los Angeles/USA

28 January 1982

Turkey’s Los Angeles Consul General Kemal Arikan was killed by the Tashnak militant Hampig Sasunian, who was sentenced to life imprisonment.



orhan-gunduzORHAN GÜNDÜZ

Boston/USA

5 May 1982

Turkey’s Boston Honorary Consul General Orhan Gündüz was killed in an armed attack.

 



erkut-akbayERKUT AKBAY

Lisboa/Portuga

7 June 1982

Turkey’s Lisbon Embassy Administative Attaché Erkut Akbay died as a result of an armed attack on his car. His wife Nadide Akbay succumbed later to death at the hospital where she was brought with corporeal wounds.

 



nadide-akbayNADİDE AKBAY

Lisboa/Portuga

7 June 1982

Turkey’s Lisbon Embassy Administative Attaché Erkut Akbay died as a result of an armed attack on his car. His wife Nadide Akbay succumbed later to death at the hospital where she was brought with corporeal wounds.

 

 



attila-altikat
ATİLLA ALKIKAT

Ottawa/Canada

27 August 1982

Atilla Alkikat, the Military Attaché at the Turkish Embassy in Ottawa, was killed in an armed assault.


bora-suelkanBORA SÜELKAN

Bourgos/Bulgaria

9 September 1982

Bora Süerlan, Administrative Attaché of the Turkish Consulate General in Bourgos, was killed by a terrorist attack.

Also in 1982,

– Kani Güngör, Commercial Attaché in the Ottawa Embassy of Turkey, was wounded in an attack on 8 April,

– Kemal Demirer, Rotterdam Consul General of Turkey, was wounded in an attack in front of his residence on 21 July. He came out of this attack with minor wounds and the attacker was arrested while trying to get away.

– On 7 August, two ASALA terrorists made an armed attack in Esenboga Airport of Ankara. There were eight casualties and seventy two injuries in this attack, constituting the first within Turkey of the Armenian terrorism.


galip-balkarGALİP BALKAR

Beograd/Yugoslavia

9 March 1983

An armed assault was made against Turkey’s Belgrade Ambassador Galip Balkar on 9 March 1983 by two terrorists. Mortally wounded in this attack, Balkar died on 11 March. A Yugoslavian student also lost his life in this incident. Terrorists Kirkor Levonian and Raffi Alexander were sentenced to 20 years of imprisonment on 9 March 1984, exactly one year after the incident.

 


dursun-aksoyDURSUN AKSOY

Bruxelles/Belgium

14 July 1983

Turkey’s Brussels Embassy Administrative Attaché Dursun Aksoy was murdered by Armenian terrorists.


cahide-mihciogluCAHİDE MIHCIOĞLU

Lisboa/Portugal

27 July 1983

The Lisbon Embassy of Turkey was occupied and those within the building were hostaged by five Armenian terrorists. Cahide Mihcioglu, wife of Embassy Counsellor Yurtsev Mihcioglu, was  killed during this incident. The Portuguese police saved the hostages by an operation and killed all five terrorists. The attack was owned by an organisation that called itself the Armenian Revolutionary Army, which threatened with death the Portuguese Prime Minister Mario Soarez because of the death of the terrorists.

On 16 June, a terrorist opened fire on the people at the Grand Bazaar in Istanbul. Two persons were killed and twenty-one were wounded in this attack of which the author was killed on the spot. It was later ascertained that he was an Armenian.

A bomb exploded in front of the Turkish Airlines office in Paris-Orly Airport. Two Turks, four Frenchmen, one American and one Swedish died and sixty-three persons, of whom twenty-eight were Turks were wounded in this attack, named later as the “Orly massacre”.


isik-yonderIŞIK YÖNDER

Teheran/Iran

28 April 1984

Isik Yönder, husband of Turkey’s Teheran Embassy Secretary Sadiye Yönder, who was a businessman doing trade with Iran, was killed by an ASALA militant.


erdogan-ozenERDOĞAN ÖZEN

Wien/Austria

19 November 1984

Turkey’s Vienna Embassy Labour Attaché Erdogan Özen was killed as a result of the explosion of a bomb planted in his car. This incident was owned by the Armenian Revolutionary Army.


evner-ergunENVER ERGÜN

Wien/Austria

19 November 1984

Enver Ergün, an official at the UN Representation of Turkey, was killed as a result of the explosion of a bomb planted in his car. This incident too was owned by the Armenian Revolutionary Army.

A terrorist trying to plant a bomb on the car of Isil Ünel, Turkey’s Teheran Embassy Deputy Commercial Attaché, was blown to pieces as the bomb exploded in his hands on 28 March 1984.

The next day, Hasan Servet Öktem and Ismail Pamukcu, First Secretary and Deputy Attaché of the Turkish Embassy in Teheran, were wounded in an armed assault in front of their houses.

ARMENIAN GENOCIDE IS AN INTERNATIONAL LIE

main-left-ataturk-en

ERMENİ SOYKIRIMI ULUSLARARASI BİR YALANDIR

main-left-ataturk